Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

emelkoca

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

2,642 entry 574 konu 110 puan
02.05.2024 00:11 son işlem tarihi takip etme takip et

Kadınlar ve Erkekler Arasındaki Farklılıklar

Bu konu üzerine ansiklopedi yazılır, üç beş cümle ile ifade edilmesi zor olan farklılıklardır. Ayrıca kadınlar ve erkekler arasındaki farklılıklar kadar benzerlikler de vardır. Bunun üzerine de ikinci bir cilt ansiklopedi yazılabilir. Yazan yazsın ancak okuyanı çıkar mı bilmem, Mühim olan insan okuyabilmek.

25.04.2024 10:32
  1. hüngür hüngür ağlamak

    Kadın olsun, erkek olsun ağlama konusunda çok cimriyiz, hoş gülme konusunda da çok bonkör olduğumuz söylenemez. Çoğu istemediğimiz, canımızı sıkan, üzüldüğümüz olay karşısında sinirlendiğimizle kalırız. Ancak bazen öyle bir şey olur ki artık kendimizi tutamayacağımız son raddeye ulaşırız ve gözyaşları sel olur, akar, akar, Boğazımıza hıçkırıklar düğümlene düğümlene, gögsümüzü içe çeke çeke, gök gürültülü sağanak yağış başlar. Bu şekilde deşarj olma biçimine hüngür hüngür ağlamak denir.

     
  2. dün bugün yarın

    Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım.

    Mevlâna' nın sözünü anımsatan başlık.

     
  3. başarı için her şeyi göze alanlar

    Başarı duygusunu hiç tatmamış, başarıya aç olan ya da başardığında takdir görmediği için hırs yapmış ta ki o takdiri alıncaya kadar yapabileceklerinin sınırı olmayan kişilerdir.

     
  4. can suyu

    Mantı, erişte gibi hamur işi yemeklerde, hamurların birbirine yapışmasını önlemek için, ocağın altı kapatılmadan hemen önce tencereye dökülen, az miktardaki soğuk su.

     
  5. Şair burada ne demek istemiş

    Bir fenci olarak lisede beklenenin aksine, edebiyat dersi en sevdiğim derslerden biriydi. (Hoş ben her dersi severdim, orası ayrı) Özellikle de divan edebiyatı daha çok ilgi alanıma girerdi. Lisede üç sene boyunca üç farklı edebiyat hocası dersimize girdi, ancak üçünün de özelliği bu soruyu bize hiç yöneltmediler. Zira okul sıralarındayken kendimi şair yerine koyup, şair acaba burda kime söylüyor bu aşk sözlerini, kime dert yanıyor, niçin bu kadar hüzünlü, niçin istanbulu gözleri açık seyretmek varken, gözleri kapalı dinlemeyi tercih etmiş diye sorguladığımızı hatırlamıyorum. Ancak 40 lı yaşlara merdiven dayamışken anlıyorum ki zaten şairin ne demek istediğini o zamanlar istesek de anlayamazmışız.