Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Kadın olsun, erkek olsun ağlama konusunda çok cimriyiz, hoş gülme konusunda da çok bonkör olduğumuz söylenemez. Çoğu istemediğimiz, canımızı sıkan, üzüldüğümüz olay karşısında sinirlendiğimizle kalırız. Ancak bazen öyle bir şey olur ki artık kendimizi tutamayacağımız son raddeye ulaşırız ve gözyaşları sel olur, akar, akar, Boğazımıza hıçkırıklar düğümlene düğümlene, gögsümüzü içe çeke çeke, gök gürültülü sağanak yağış başlar. Bu şekilde deşarj olma biçimine hüngür hüngür ağlamak denir.
Başarı duygusunu hiç tatmamış, başarıya aç olan ya da başardığında takdir görmediği için hırs yapmış ta ki o takdiri alıncaya kadar yapabileceklerinin sınırı olmayan kişilerdir.
Mantı, erişte gibi hamur işi yemeklerde, hamurların birbirine yapışmasını önlemek için, ocağın altı kapatılmadan hemen önce tencereye dökülen, az miktardaki soğuk su.
Bir fenci olarak lisede beklenenin aksine, edebiyat dersi en sevdiğim derslerden biriydi. (Hoş ben her dersi severdim, orası ayrı) Özellikle de divan edebiyatı daha çok ilgi alanıma girerdi. Lisede üç sene boyunca üç farklı edebiyat hocası dersimize girdi, ancak üçünün de özelliği bu soruyu bize hiç yöneltmediler. Zira okul sıralarındayken kendimi şair yerine koyup, şair acaba burda kime söylüyor bu aşk sözlerini, kime dert yanıyor, niçin bu kadar hüzünlü, niçin istanbulu gözleri açık seyretmek varken, gözleri kapalı dinlemeyi tercih etmiş diye sorguladığımızı hatırlamıyorum. Ancak 40 lı yaşlara merdiven dayamışken anlıyorum ki zaten şairin ne demek istediğini o zamanlar istesek de anlayamazmışız.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |