Türkiye'nin memur portalı

Meslek liseleri pandemi döneminde, sürece en çok katkısı olan okullar olmuştur. Döner sermaye ve atölye kurmayı başarabilen meslek liselerinde kimya bölümlerinde el ve ortam dezenfektanları, kolonya, çamaşır suyu gibi temizlik maddeleri, tekstil bölümlerinde maske üretimleri gerçekleştirildi ve gerçekleştirilmeye devam ediyor.

Yunan alfabesinin beşinci harfidir. Aynı zamanda matematiksel bir ifadedir. Limitte, Sıfıra çok yakın olup ama sıfır olmayan sayılar epsilon ile gösterilir.

Biz üniversite öğrenciyken "laboratuar" şeklinde yazımının doğru olduğu kabul ediliyordu. Biliyorsunuz ki tdk zamanla kelimelerin yazılımında değişiklikler yapabiliyor. Bu da buna bir örnek. Türkçede iki sesli harf yanyana gelemez kuralından hareketle araya bir "v" harfi eklenmiş. Aslında biz kısaca "lab." der geçeriz.

Çok sayıda En küçük tek birim olan monomerin bir araya gelmesiyle oluşan büyük moleküllere polimer denir.

Protein, karbonhidrat, ipek gibi doğal polimerlerin yanında; polietilen, teflon, orlon, polistiren, pvc, naylon, pet, kauçuk gibi plastik başlığı altında topladığımız yapay polimerler vardır.

Polimerler, ısıya dayanıklı, su geçirmez, hafif, darbelere karşı esnek olma gibi özelliklerinden dolayı, oyuncak üretiminden, ambalaj ve kıyafet yapımına, askeri alandan, elektronik ve uzay çalışmalarına çok geniş alanlarda kullanılmaktadır.

Yılda kişi başı düşen kullanılabilir su miktarı 1000 m3 ten düşük olan ülkeler su fakiri ülke olarak tanımlanır.

Dünya doğal kaynaklar enstitüsü'nün hazırladığı rapora göre, dünyada 17 ülkenin(katar, israil, lübnan, iran, ürdün, libya..) aşırı düzeyde su sıkıntısı yaşadığı, türkiye'nin bu listede 32.sırada yer aldığı bildirilmiştir.

Ortaokuldayken öğretmenlerimiz, su zengini bir ülke(8-10 bin m3 ten fazla) olduğumuzu söyler, su kaynaklarımızın zenginliği konusunda övünürlerdi. Ancak günümüzde ülkemizin 2030 yılından itibaren su fakiri ülke sınıfına gireceği öngörülmektedir.

21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.