Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Kışlıkların ya da uzun zamandır giyilmeyen askıda duran bir ceketin, pantalonun cebinden çıkan, üşengeçliğin mükâfatıdır. Zira Bazen para üstünü üşenip çantadaki cüzdanın içine koymaktansa, kolayına kaçıp üstümüzdeki herhangi bir kıyafetin cebine sıkıştırıveririz; bunu unutup o kıyafeti uzun zaman sonra tekrar giydiğimizde ve elimizi cebimize attığımızda hazine bulmuş gibi sevinmemize vesile olan durumdur.
Kişinin hayatında radikal bir değişiklik yapmaya karar verdiği ve o değişikliği uygulamaya geçirdiği, yeni başlangıçların yaşandığı ilk gün için kullanılan ifadedir.
Şaka kaldıramayan insandan ziyade o insanın, şaka yapabilecek samimiyette bir insan olup olmadığı sorgulanmalıdır. Bir kişinin birine "şaka yaptım" diyebilmesi için aralarında arkadaşlık, dostluk olması ya da sohbet, muhabbet geçmesi gerekir. Bunların hiç birinin olmadığı, Merhaba merhaba dediğin bir insana olmadık bir zamanda, olmadık bir şaka yapılırsa, karşıdaki kişinin bunu anlayışla karşılayamıyabileceği de düşünülmelidir.
Birbiriyle tıpa tıp aynı olmayan, ancak birbiri yerine kullanılabilen, eşdeğer özellikte maddeler için kullanılan ifadedir.
Özellikle ilaç sektöründe çok sık kullanılır. Aynı etken maddeye sahip, başka ilaç firmalarının farklı isimli iki ilacından doktor birini yazmıştır. Ancak eczanede doktorun yazdığı ilaç yok, öbürü vardır. eczacı sorar "bu ilaç yok, muadili var, vereyim mi" diye, bazen de sormaz direkt öbürünü verir, hasta eli boş gitmesin diye.
Gündelik hayatta da yemekte kola içmek isteyen birinin lokantada kola kalmamışsa, kola yerine pepsi içmesi örnek olarak verilebilir.
Şuan sadece büyük şehirleri değil, büyük şehirlerin yanında ve büyümekte olan şehirlerin de başına gelen durum. Kanserli hücrenin çoğalması gibi apartmanlar, siteler şehri dışa doğru genişleterek, topraktan ot biter gibi dikiliveriyor.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |