Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

emelkoca

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

2,642 entry 574 konu 110 puan
02.05.2024 00:11 son işlem tarihi takip etme takip et

birini son kez gördüğünü bilmemek

Birileri bizim hayatımızdan son kez gördüğümüzü bile bilmeden çıktı gitti, biz birilerinin hayatından son kez görüldüğümüzü bile bilmeden çıktık gittik. Bilsek, durum nasıl bir şekil alırdı, kestirmek güç. Öyle ya da böyle bir daha karşılaşma ihtimalimizin olmadığı insanlarla vedalaşma zahmetine girmeden, hayatlarından eksilmiş olundu. Kimisi belki bir süre yokluğunu hissetmiş olabilir, kimisi ise fark etmemiş bile olabilir. Unutulup gitmek, yüzünü, adını dahi anımsamamak insan ilişkilerinin en hazin sonudur.

01.05.2024 10:45
  1. varlığı dert yokluğu yara

    Kişinin varken, keşke olmasaydı, yokken de niye yok ki dediği; varlığında da yokluğunda da mutlu olmadığı; çokken de azken de sıkıntı unsuru olarak gördüğü maddi ya da manevi her şeyi ifade eder.

    Kimine göre para, kimine göre aşk, kimine göre bambaşka bir şeydir dert ya da yara olan.

     
  2. kısır döngü

    "Dön, dolaş, yine başa gel" demektir.

    Kişi bulunduğu noktadan bir yöne doğru ilerler, hareket eder, çabalar; ancak toplamda tüm bunların bileşkesi sıfırdır, neticede ne ileri gitmiştir ne de geri, olduğu noktaya geri dönmüştür.

     
  3. çok gezen mi bilir çok okuyan mı

    Tam bir münazara konusudur. Her iki fikrin de savunulacak yönleri vardır: Herhangi bir bilgiyi, olayın geçtiği yerde bizzat gezerek, görerek, keşfederek öğrenmek, kişinin okuyarak öğrenemeyeceği detaylara sahip olmasını sağlar, kalıcı öğrenmeyi gerçekleştirir. Herhangi bir bilgiyi, kitaplardan, dergilerden, ansiklopedilerden okuyarak, internetten araştırarak öğrenmek, kişinin gidip görme fırsatını yakalayamadığı bilgilere ulaşmasına imkan sağlar.

    Yani Bilgiye ulaşmada sınır yoktur. Gezerek ya da okuyarak fark etmez, her birinin avantajı ayrıdır, yeter ki kişi bilgi sahibi olmak istesin.

     
  4. insanları kitaplar gibi düşünün

    "İnsanları kitaplar gibi düşünün ve kapaklarına bakıp aldanmayın; asıl değerini okumaya başlayınca anlarsınız" mevlana'nın sözüdür.

    Bir insanı tanımak için dış görünüşe bakıp, ilk izlenimlere aldanıp, acele karar vermemek gerekir. Kişi ile vakit geçirdikçe, duygu ve düşüncelerini paylaştıkça, derinlere inildikçe kişinin özünde nasıl bir yapıya sahip olduğu çok daha iyi anlaşılır. Özellikle bir kişiyi kötü gününüzde tanımanız çok daha kolaydır, zira iyi günde herkes iyidir zaten. Mühim olan kötü gününüzde kimin yanınızda olacağı, size destek vereceğidir.

     
  5. gözü kör olmak

    Kendini bazı şeylere ve kimselere fazla inandırmaktan, onların gerçeği ile yaşamaktan, var olan asıl gerçeği görememek; başkalarının etkisinde kalarak normalde yapmayacağı şeyleri yapıp, iyiyi ve kötüyü ayırt edemeyecek duruma gelmek; gözünün ucundaki kusurları, hataları göremeyecek kadar öz kontrolünü kaybetmektir.