Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Ülke olarak battık gibi geliyor, bir önceki günkü fiyatlarla bir sonraki günkü fiyatlar birbirini tutmuyor, almış başını gidiyor herşey. 39 yaşındayım, hayatımda hiç ekonomik olarak böyle bir dönem görmedim. Alım gücü hepten düşmüş durumda, hâl böyleyken ister asgari ücret, ister memur ücretleri istediği kadar zamlansın, piyasa ile aynı oranda zam gelmediği sürece bir anlam ifade etmeyecektir.
Bedensel yorgunluk uyursun, dinlenirsin öyle ya da böyle geçer de asıl zor olan ruhsal yorgunluktur. Bu konuda bazen ne yapılırsa yapılsın kronik bir yorgunluk yaşanır. İnsanlar, olaylar, yaşam mücadelesi kişinin omuzlarına bir kamyon dolusu yük gibi biner ve bu yükü bir türlü atamaz. Hele ki hayatında Zaten yorgun bir dönemde olan kişinin, yetmezmiş gibi insanı daha da çok yoran, işi yokuşa süren insanlara denk gelmesi, hepten içinden çıkılması zor olayların içine girmesi kişiyi daha da aşağılara çeker, yükü hepten taşıyamaz hâle getirir. Bu tür durumlarda kişinin, hayatının akışını bir süreliğine durdurup, nefes alıp enerji toplayacak, ruhunu dinlendirecek, yoran insan ve olaylardan uzaklaşarak bir molaya girmesi daha sağlıklı olacaktır.
Normal olağan akışı yerine çok daha hızlı ilerleyen zamana, işlere, kişilere, hayata ayak uyduramama durumudur. Bazen peşinden koşarsın, hızlanmaya çalışırsın, elinden geleni yaptığını düşünürsün yine de kafi gelmez, geride kalırsın.
Ancak başlığı açmamın asıl sebebi, Son günlerde, normalde ekomomik gelişmelerle göz ucuyla ilgilenen biri olarak, dolar ve altının önlenemez yükselişi karşısındaki şaşkınlığım ve endişemdir. Bu astronomik artışların akabinde yaşanan zamların da hızına yetişebilmek mümkün değil. Zira sadece dört gün önce 18 tl'ye aldığım temel gıda ürünü aynı markette bugün 21 tl idi. Kasiyere tepkim, "zamların hızına yetişemiyoruz" şeklinde oldu.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |