Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Çoğunlukla benim de katıldığım sohbetlerdir, öğretmenler odasında bayan hocalar öğle arası biraraya geldik mi tabi ki ana konu iftara ya da sahura ne yapsak sorusuna cevap aramaktır. oradan sevilen yemekler, yöresel tatlar, evdeki malzemeler, yoksa markete gitmeler derken bu sohbetlerden iftar menüsü de şekillenebiliyor, ben bu açıdan bakıyorum. Yemeklerden, tatlılardan konuşmayla etkilenecek değilim ki çoğunlukla acıkmam bile.
Bizzat sayamadığım ancak Sayan arkadaşların 345 merdiveni olduğunu söylediği, 2-3 hafta önce kar kış demeden görme fırsatını bulduğum, cennetten bir parça misali çok beğendiğim, dik dik devasa kayalar, vadinin içinden geçen derenin şırıltısı, üstünde yüzen ördeklerin sevimliliği, oksijene bayram etmiş olan ciğerlerim ve soğuktan buz tutmuş parmaklarımla, bir dahakine bahar ya da yazın tekrar ziyaret etmek istediğim, herkesin muhakkak görmesi gereken yerler listesinde olması gereken, volkanik hasan dağının püsküttüğü lavların akarsuyu aşındırması sonucu oluşan kanyon vadidir. Yukarıdan inip, etrafını dolaşarak aşağıdan çıktık ve o uzun yol boyunca kendimi ayrı bir dünyada hissettim, yolun bitimine yakın bir çay işletmesi var ve orda dinlendik, manzaraya bir de oturarak bakmak, doğayla bütünleşmek ruhuma çok iyi geldi. Tek tavsiyem kışın gitmeyin, hem karda yürümek zor hem de çok soğuk, belki de yazın gitsem bu kadar da güzel gözükmezdi, bilmiyorum. Yazın gittiğim vakit tekrar yazarım, emimim yaz-kış her zaman güzeldir.
Benedict cumberbatch, törende ödüller açıklanmadan önce, eminim ki "şimdi değilse ne zaman" diye içinden geçirmiştir. The power of the dog ı izlerken bu filmden oscarlık birşeyler çıkacağını tahmin etmiştim ancak sadece yönetmen ödülü ile sınırlı kalması 12 dalda aday olan bir yapım için küçük bir teselli ödülü olmuş.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |