Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Kimyada da benzeri var, denge konusunda akılda tutulması nispeten zor olan formül için kullandığımız kp=kd.(rt)üzeri delta n , "köpek kudurtan" çağrışımını yıllar önce ilk kez bir öğrenciden duymuştum. Hocam biz bu şekilde kodladık diye. Ben de o gün bugündür girdiğim tüm sınıflarla paylaşıyorum bu bilgiyi. Zira hedefe giden yolda tüm kolaylıklara açığız.
Bir insanın, kendine uğurlu geldiğini, şans getirdiğini düşündüğü, bu nedenle hep yanında bulundurmak istediği her hangi bir eşya ya da kişi için kullandığı ifadedir.
Özellikle anadoluda, hamile kadınlar için gurur kaynağıdır diye biliyorum. Zaten Nur topu gibi bir evlat doğurmak deyimi de burdan gelmiyor mu? Zayıf, cılız bebek dünyaya getiren kadınlara, sanki suç işlemiş muamelesi yapar anne ve kayınvalideler, az yedin, çocuğu beslemedin diye, etrafta görüyorum böyle şeyleri ve sinir oluyorum. Zira sağlıklı olmayı direkt kilo ile bağdaşlaştırmak doğru bir yaklaşım değildir.
Annemler o kadar çok dizi izler ki, bazen annemlere gittiğimde ben de yaparım, onlar bir yandan çaylarını yudumlayıp, izlerlerken ben de şu kim, bu kim -malum ilişki ağını çözmek bazı dizilerde çok zor- bu ne iş yapıyor, niye kavga ediyorlar gibi anlık da olsa merakımı gidermek için sorular sorarım, bir daha izlemeyeceğimi bildiklerinden kaçamak kaçamak cevap verip, pek istifini bozmaz bizimkiler. ben de bir yerden sonra soru sormaktan vazgeçerim. Çünkü 100 bölümlük bir dizinin 85. Bölümünü de izlesen olaylar kağnı hızıyla ilerlediğinden, 10. dakikada dizinin tüm hikayesi çözülüyor.
Benim kalemliğimde hâlâ olan, ancak hiç kullanmadığım, sadece nostaljik bir öğe olarak bulundurduğum kalem çeşididir.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |