Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Pandemi sürecinde hayatımıza girmiş olan filyasyon, herhangi bir bulaşıcı hastalığı olan bir kişinin temas ettiği kişileri belirleme ve bu kişiler hakkında bilgi toplama işlemlerine verilen addır.
Büyük ölçekli tasarruf politakası öncelikle devlet kademesinden başlar, daha küçük ölçekli olarak aile içersinde yapılabilecek ufak tefek değişiklikler bu konuda fark oluşturabilir.
Kısa mesafelerde araba kullanmak yerine yürümeyi tercih etmek, kullanılmayan odaları kapatıp, ısı yalıtımını sağlayarak doğalgaz faturasını düşürmek, ihtiyacı kadar gıda almak (fazlasını alıp, çürütüp, çöpe atmamak), ihtiyaçları bittiği an değil, özellikle tuvalet kağıdı, deterjan gibi uzun ömürlü malzemeleri indirim varken alıp, depolamak, marketlerin aylık katologlarını takip ederek hangi ürün hangi markette daha uygun fiyatta ise ordan alışveriş yapmak vb. şimdilik aklıma gelen bu örneklerle az da olsa aile bütçesine katkıda bulunulanilir.
Yıl boyu yenebilmekle beraber özellikle ramazan ayı içersinde daha çok tüketilen, ekseriyetle sütlü ve şerbetli tatlılardır.
Gül aromalı güllaç, tam kıvamında üstü nar gibi kızarmış fırın sütlaç, sütlü nuriye başta olmak üzere baklava çeşitleri, muhallebili ya da sade tel kadayıf, şekerpare vb. tatlılar iftar sonrası düşen kan şekerini yükselterek, ramazanda tatlı ihtiyacını karşılar.
Ağustos ayının başından beri 12.sınıfların yaz kursları ile başladık, o gün bugündür öğrencilerle bilfiil sınıfta yüzyüze ders işliyor, teneffüste sorularını çözüyoruz. Maske ve dezenfektan kullanımından başka tedbirimiz yok. Diken üstündeyiz, öğretmen arkadaşlardan ve öğrencilerimizden pozitif haberleri alıyoruz. Diğer ülkeler okul kapatmamışlar ancak öğretmenleri aşılayıp, öğrencilere periyodik olarak test yapıyorlarmış. Herhalde gözden çıkarılmış grubuz diye düşünüyorum, zira kaç aydır ara vermeden eğitim-öğretime devam ediyorsak aşılamada öne sıraya alınmalıydık. Aslında eleştirilecek çok nokta var ama sorun değil çözüm odaklı gitmeliyiz. Topu vatandaşa atmak, kolaya kaçmaktır.
Devlet, ilgili kurum ya da kuruluş tarafından bir ürünün, malın ya da hizmetin satılabileceği en düşük fiyat değeridir.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |