Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
İlk taksitte nasıl ödenecek bunca para, nasıl geçecek bunca ay diye düşünürken bir bakmışsın yarılanmış bile, hatta bitmiş bile. Biz de şuan yarıyı gördük çok şükür. Tabi ki ailenin şartlarına, gelir-gider tablosundaki artı ve eksilere göre bu zamanın nasıl geçtiği değişir ancak öyle ya da böyle sayılı zaman geçip gidiyor, sonunda ev-li oluyorsunuz.
Yüzüp yüzüp tam da kuyruğuna gelmişken, işi nihayetlendirme aşamasına ulaşmışken, olmadık bir hamle yapıp işi bozmak, içinden çıkılması zor bir hale getirmektir.
Bu kişi ya işi tamamlamak istemiyordur, bilerek ve isteyerek işi bozmuştur ya da nasıl tamamlayacağını bilmediği için beceriksizliğinin kurbanı olmuştur.
Ortaya söylenen ya da bizzat kendisine söylenen sözleri işine gelmediği için duymamış gibi yapıp, kulak asmayıp, olayın muhattabı olmaktan kaçınmaktır.
Özellikle iş yapmayı sevmeyen kişiler, bu davranışı daha sık gösterir.
Ben bu tür kişilere "duydumduymaz" diyorum.
Edebiyatla ilgili bir terimdir, dize sonlarındaki aynı ya da benzer seslere denir.
Ancak kafiye, gündelik hayatta da farketmeden çok sık karşımıza çıkar. Şarkı sözlerinden, mekan isimlerine, tekerlemelerden, ikilemelere kadar pek çok yerde akılda kalıcılığı arttırmak için kafiyeli kelimeler kullanılır.
Kadın ya da erkek, yaz ya da kış mevsiminde olmaya göre, kişinin modayı takip edip etmemesine bağlı olarak değişkenlik göstermekle birlikte, çoğu dolapta bulunan ve kurtarıcı özellikteki kıyafetler için kullanılan ifadedir.
Ayrıca kişinin iş hayatı da dolabın içeriğini etkiler.
Genel olarak kadınlar için, tişört, kot pantalon ve kot gömlek, yazlık gömlek, tiril tiril bluz(şile bezi gibi), elbise ve kapri pantalon, tayt, trençkot gibi kıyafetler dolabın demirbaşıdır.
Özellikle yazın ütü istemeyen kumaşlardan oluşan kıyafetler tercih etmek daha mantıklıdır, malum yaz sıcağında ütü ile uğraşmak zordur.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |