Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Su, doğada aynı anda üç farklı fiziksel halde bulunabilen nerdeyse tek maddedir. Çok kolay bir halden başka hale geçebilir. Bu nedenle sudan sebep, söylenmesi ve bahane bulması kolay, belli bir dayanağı olmayan, hemen akla gelebilecek, düşünülmeden, o an uydurulmuş, baştan savma sebepler için kullanılan ifadedir.
Kurucusu jeremy bentham olan, faydacılık, yararcılık anlamına gelen utilitarizm, En fazla kişinin iyiliğini sağlayan eylemin en iyi ve en doğru eylem olduğunu ve eğer çoğunluk fayda görecekse az sayıda insanın zarar görmesinin göze alınabileceğini savunan felsefi akımdır.
Pandeminin başında ingiltere'nin uygulamaya çalıştığı ancak gelen tepkiler üzerine vazgeçtiği sürü bağışıklığı ile virüsü kontrol altına alma politakası, utilitarizm ile ilişkilendirilebilir.
Açığa çıkan klor gazının, bu işi gerçekleştiren kişileri ölüme kadar götürebilecek etkisinin olmasından dolayı kesinlikle yapılmaması gereken bir işlemdir.
Bir kimyacı olarak, insanların bu temizlik maddelerini birbiri ile karıştırma merakını bir türlü anlayamıyorum. Temizlik maddelerinin çoğu bazik, bir kısmı da asidiktir. Birbiri ile tepkime verdiklerinde açığa, hiç de masum olmayan kimyasallar çıkacağı için temizlik maddeleri birbiri ile kesinlikle gelişigüzel karıştırılmamalıdır-kamu spotunu da yapmış olayım-.
Kişinin baştan, bir işi başaracağına inancı yoksa istediği kadar çalışıp, çabalasın ter döksün, başarılı olması mümkün değildir. Ancak yola başarılı olacağı inancıyla çıkarsa, bu inanç, çalışmasını da güçlendirir, başarıya ulaşmasında temel, yolunu aydınlatan ışık olur.
Bu sözün gerçekliğine, bizzat kendi hayatımda tecrübe etmiş olduğumdan, sonuna kadar inanıyorum. Üniversite bitip öğretmen olarak atanmak için kpss ye girmeden önce, branşımda açıklanan kontenjanın tüm türkiyede iki elin beş parmağı kadar olduğu ilan edilince, çoğu arkadaş sınava girme gereği bile duymadı. Ben ise hiç yoktan iyidir diyip, sayının azlığından ziyade sınava odaklanıp atanmayı bildim, çalışırsam yapabileceğime inanıyordum çünkü. Bu örneği bazen öğrencilerime de anlatıyorum, inanıp, çalışıp elde edebilecek bir şey olduktan sonra hayatta her şey mümkün.
Verildiğinde, alınmasından daha büyük bir mutluluk yaşatan, benim için maddi değeri küçüldükçe manevi değeri artan, karşı tarafla bizim için değerli ve önemli olduğu hissini paylaşmamızı sağlayan, kişiler arasında daha sık teklifsiz bir şekilde alınıp-verilmesi-paylaşılması-esirgenmemesi gereken, ilişkileri güçlendiren her şeydir.
Yeri gelir bir tebessüm, en sevdiğin yemek, tatlı bir sohbet, sevdiğin kişinin yanında olması..başlı başına bir hediyedir.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |