Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Mâdeni paraların metal ve alaşımlarından üretildiğini düşününce metalik kelimesinin, metelik kelimesine evrilmesine şaşırmamalı.
Ayrıca mâdeni paralara "demir para" dense de, paralarda metal olarak demirden ziyade, nikel, bakır, çinko, alüminyum gibi metaller ve alaşımları daha çok kullanılır.
altın ve gümüş metallerinden yapılan paralar da her ne kadar metalik olsa da metelik anlamı taşımayacağı için onları en sona bırakıyorum.
Günümüz gençliğinin en önemli sorunlarından biridir; Neyi, niçin yapması gerektiğinin bilincinde olmama, hayatının sorumluluğunu alma konusunda çekimser kalma. Başarılı ya da başarısız farketmeksizin, Öğrenci velilerinden gelen dönütlerde, ortak çıkarımımız çocuklarının hedeflerinin olmaması durumu. Daha lisede, hangi alana gideceğini bile belirlemede karar verememe, ilerde ne olmak istediği konusunda plan oluşturamama ve doğal olarak harekete geçememe ve gerçekleştirememe sorunu.
Hâl böyleyken, kapasitesi olan pırıl pırıl gençler, sistemin içersinde ordan oraya savrulup, ulaşabilecekleri çok daha yüksek yerler varken, yolun sonunda daha azı ile yetinmek zorunda kalıyorlar. Özellikle son yıllarda Buna daha çok şahit olmak, bir eğitimci olarak üzüldüğüm bir konu. Zira eskiden öğrencilerimiz, hedef belirler, ona ulaşmak için performans gösterir, çalışır ve hedefe ulaştıklarında yaşadıkları mutluluğa ulaşmanın hazzını bize yaşatırlardı. Şimdilerde ise gençlere, gelecek planın ne dendiğinde, çoğu boş boş gözlerle bakıyor, suyun aktığı yönde ilerlerim der gibi.
Bu hedefsizlik durumunu, motivasyon eksikliğine bağlıyorum. Gençleri, birşey yapmaya, harekete geçmeye itecek olan içsel güç yetersiz kalıyor, belki çevresel faktörlerden etkileniyorlar, belki okul ve aile ortamı gerekli güdüyü oluşturmada üstüne düşeni tam olarak yerine getiremiyor. Sonuçta, En verimli çağını hedefini oluşturamadan geçiren genç, yetişkin çağında bunun pişmanlığını yaşayacaktır ancak zamanı geri döndüremeyeceği için, iş işten geçmiş olacaktır. O yüzden gençlerin bu pişmanlığı yaşamaması için özellikle lise döneminde (hedef belirlemede en kritik dönemdir) eğitimcilere ve gencin çevresindeki yetişkinlere büyük görev düşmektedir, doğru yönlendirme/rehberlik çok önemlidir.
Marangoz atölyesinde, sabah girip, akşama kadar çıkmayıp, ağaç dilimlerini şekilden şekle sokup, farklı farklı yapılar oluşturmak isterdim. Kütük ve ahşapla uğraşmayı, hobi malzemesine dönüştürmeyi seviyorum.
En son izlediğim kore dizisinin adıdır, something about %1. Dizide, Normalde tanışma, bir araya gelme ve başarılı bir ilişki yürütme ihtimalleri çok çok düşük olan çiftimizin, o yüzde 1 ihtimale tutunup, mutlu sona ulaşmalarının hikayesi anlatılmaktadır.
Gündelik hayatta da hemen hemen herkesin başına, olumlu ya da olumsuz, gerçekleşme ihtimali çok düşük olaylar gelmektedir. Bazen o yüzde birlik dilim nasılsa gerçekleşmez diye yok sayılır, bazen de en azından yüzde sıfır değil, imkansızlık barındırmıyor düşüncesiyle umudu diri tutmaya vesile olur.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |