Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Sistem o kadar oynak ki çıkışlar da jet hızıyla, inişler de. Başka ülkelerin ekonomisi olsa mümkün değil kaldıramazdı, maşallahımız var. bu denli uç kutuplarda kuru dalgalanan bir ülke olarak herhalde dünyada tekizdir. Bu inişlerin tez vakitte marketlere ve tüketicinin cebine de yansıması gerekir, yoksa bir anlam ifade etmez, yükselen yükseldiğiyle kalır.
İlkokulda bir de sınıfça kulaktan kulağa oynardık. ilk sıradakinin fısıldayarak yanındakinin kulağına, onun arkasındakine şeklinde tüm sınıfı dolanan ilk cümle sınıfın son kişisinde ne hâle gelirdi. Çok nadir değişime uğramadan dönüşümünü tamamlardı, bizlere de eğlence olurdu. Şimdiki ilkokul öğrencilerinde bu tür faaliyetler var mıdır, bilmiyorum.
Hedefe giden yolda katedilen mesafenin çoğunun bittiğini, varılmak istenen noktaya nerdeyse gelindiğini, özellikle de kişi çok yorulmuş ise biraz daha dişini sıkıp, var gücüyle dayanması gerektiğini ifade eden, bu yüzden motivasyonu da arttıran bir söz dizisidir. bu aşamaya geldikten sonra çoğunlukla kişinin üstüne bir rahatlık çöker, kişi olaya nasılsa iş bitti gözüyle bakmaya başlar, ancak bu rehavet tehlikelidir zira işin hiçbir zaman nihayetlendirilememesine sebep olabilir. O yüzden az kalması o işin bittiği anlamına gelmez, ne yapıp edip, işi tamamlamak gerekir.
Kişinin içinde bulunduğu durumu, başına gelenleri bir türlü anlamlandıramaması, neyin nasıl gerçekleştiğini, bu hâle ne olup da düştüğünü bilememesi ve buna inanmak istememesi anlamına gelen deyimdir. Genelde iş işten geçtikten sonra kullanılır, şaşkınlıkla karışık hayal kırıklığı yaratır. Genelde olaylara yüzeysel bakmaktan, altında yatan gizli sebeplere derinlemesine inmemekten, yeterince araştırma yapmamaktan ve biraz da safça davranmaktan kaynaklanır.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |