Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Takdir beklerken takdir edilmediği gibi eleştiriye mazur kalmak; olmadık kusurları yüzüne vurulmak; hoşgörü gösterilebilecek bir durumdayken o hoşgörüyü göremeyip, rencide edilmek; karşındakinin 100 isteğinin 99 unu yerini getirip o 1 işini yapmadın diye suçlu duruma düşülmek; emek verdiğin, dirsek çürütüp, ter akıttığın bir işte emeklerinin karşılığını almayı beklerken, hiç emek göstermeyen birinin gelip senin çalışmanın üstüne konması ve onun başarılı sayılması vb. Durumlarda kişinin yaşadığı derin hayal kırıklığı ve içsel buhranı ifade eden duygu durumudur.
Bilakis bizim evde yumurtanın olmadığı gün kahvaltı yapılmaz, her kahvaltı öğününde (şimdilerde sahurda) standart, eşim iki, ben bir adet yumurta tüketiriz, hiç şaşmaz. Günlük üç yumurta tüketimimiz muhakkak vardır. Ekmek, zeytin, peynir, reçel elzem değildir ancak kahvaltıda yumurta kırmızı çizgimizdir.
Meb in bir kaç yıldır uyguladığı, eğitim-öğretime dönem ortasında verilen bir haftalık moladan oluşan tatil şeklidir.
Sınav haftasından çıkmış ve yorulmuş olan öğrencilerin dinlenmesi, üniversiteye hazırlanan gençlerin çalışmalarını toparlamaları için ek boş süre olması gibi Avantajları vardır ancak bu bir haftalık süreden sonra havaların da ısınmaya başlaması sebebiyle öğrencileri derse tekrar konsantre etmekte zorlanmak gibi önemli bir dezavantajı da vardır. Yine de tatil, tatildir, bizlere de iyi geleceği aşikardır.
Sözlükte bulunan kişilerin "yazar" adı altında paylaşımlarda bulunması, konu ve başlık içeriğinin zenginleşmesi, daha çok aktif yazarın bulunması tabii ki sözlükte bulunan herkesin genel isteğidir. Ancak kimse maaşlı sözlük yazarı değil ki herkesin bir hayat koşturması var, işi var, sorumlulukları var.
şahsen ben bir yıl önce tesadüf eseri keşfettiğim sözlüğün daha aktif bir yer olduğunu zannetmiş, durağan bir yer olduğunu bir kaç gün sonrasında fark edince hayal kırıklığına uğramıştım. Bir kaç hafta yazar giderim diye düşünmüştüm. Ancak öyle olmadı, yazdıkça yazasım geldi ki ben sayısalcı bir insanım, yazmakla, edebiyatla pek işim olmadığı hâlde hadi en kötü birinci ayımda yazar giderim dediğim yerde bir yılımı aştım. Çünkü Yazmak ve paylaşımda bulunmak iyi hissettiriyor.
Bu süre zarfında hiçbir yazarın ordan burdan başlık kopyalayıp, hoşlanmadığım tabirle aşırma yaptığına şahit olmadım. Siz sözlükte ya da başka yerde daha eski olabilirsiniz ancak bu size şimdiki zaman için(yakın tarihte yaklaşık bir haftadır sözlükteymişsiniz) asılsız ithamlarda bulunma hakkı vermez. Ona bakarsanız ben 2005 ocak ayı üyesiyim, en eski üyelerdenim diyip, memurlar nete topraktan girdim diyip, memurlar netin tapusunu mu isteyeyim, komik olur değil mi. Bu eski yeni muhabbeti de hiç hoşlanmadığım bir durumdur bu arada.
Sizin tespitinizdir, tabii ki saygı duyarım ancak bu tespitin içini doldurmanız gerekir, şu bir haftalık sürede kimin ne aşırdığını gördünüz, gerçekten de çok merak ettim.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |