Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Az önce okuldan eve yarım saatte yürüyerek geldim ve yol boyunca en az 2-3 kere hapşırdım, maske takmama rağmen, bir şeyler burnumu kaşındırdı. Ki etraf orman olmuş, yol kenarlarındaki otlar ve çalı, çırpı biçilmemiş, içine çocuk girse görmek imkansız, boy boy olmuşlar. normalde belediye çim biçme aletleriyle bu otları komple temizlerdi. Bu pandemiden dolayı aksadı sanırım. O yüzden dışarda alerjik reaksiyon oluşturacak çok daha fazla faktör var.
Allah ne verdiyse yemeğidir. Aslında yemeklerin ilk çıkış noktaları da bu şekilde olmamış mıdır. Örneğin aşure, nuh'un gemisinde kalan o an ne varsa o yiyeceklerin birleşiminden meydana gelmiştir. O sebeple ortaya yenilemeyecek kadar kötü bir lezzet çıkmadığı sürece, mutfakta olan malzemelerin karmasından bir yemek, emelin yemeği(hoş ben genelde tatlı yaparım) adı altında vücut bulup, tabakta yerini alabilir. Mühim olan israf olmaması, dolapta sebzelerin ve gıdaların bozulmamasıdır.
bunu yapsa yapsa yurdum insanı yapar, bunu ancak yurdum insanı söyler şeklinde, genelde komik ve enteresan olaylarda, olayın öznesi olarak gördüğümüz kişidir.
1982 yapımı the thing filminin geçtiği yerdir. The thing(şey), Kurt russell'in başrolünde olduğu bilim kurgu, korku filmidir. Eski bir film olmasına rağmen güncel versiyonlarına taş çıkartır. Tekrar tekrar izlemişliğim vardır. Antartika araştırma istasyonuna, insanları konakçı olarak kullanan ve taklit ederek insan formuna giren dünya dışından gelen bir yaratığın sızması ve bunun sonucu yaşanan olaylar anlatılıyor.
Toplumun bir grubunun ya da büyük bir kesiminin bir olayın gidişatı ve sonucuna karşı büyük tepki göstermesi, bu olayın grup üyelerinde öfke yaratması ve bunun karşısında toplumda kargaşanın oluşmasıdır.
Toplumda meydana gelen taciz, tecavüz, şiddet, dolandırıcılık vb. infial yaratan olaylara bir kaç örnektir.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |