Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Kimya bilimini, gündelik sorunları çözmek için kullanmaktır.
İnternetten satın aldığım benjamin adlı bol yapraklı bitkide beliren unlu bit denen haşerelerle, bir arkadaşımın da tavsiyesiyle biraz kimya yaparak mücadele ettim. Berberlerin kullandığı boş sprey şişesine, eczaneden aldığım dezenfektan ve mikrop öldürücü özelliği olan oksijenli suyu(%5 lik hidrojen peroksit) 5 e 1 oranında su ile seyreltip günde iki kere püskürtttüm, 4-5 gün uyguladım. Bir nevi çiçek, oksijenli su ile banyo yaptı ve şimdilik galip gelmiş gibi görünüyorum. Ancak lavraları kuytu köşelerde muhafaza edilmiş bekliyorsa ve tekrar ürerlerse bu sefer başka bir kimyasalla(arap sabunu ya da saf etil alkol) çiçeğe zarar vermeden, bitlerle mücadeleye devam edeceğim. Arkadaşımın tabiriyle Biraz kimya yapmak, gündelik hayatta çoğu sorunun pratik bir şekilde çözünmesini sağlar.
Doğup, belli bir yaşa kadar büyüdüğüm, hâlâ yaz tatillerinde gidip görme fırsatını bulduğum memleketim sinop'u da listeye dahil etmeye değer buluyorum. Şu ana kadar sinop'u gezme fırsatını yakalayamamış olanları, türkiye'nin en kuzey ucundaki yarımadayı görmeye davet ediyorum. emimim ki niçin daha önce gelip, görmemişim diye pişman olacaksınız. Hem mavi hem yeşil bir şehre ancak bu kadar yakışır. Daha yakın tarihe kadar şehir merkezinde trafik lambası yoktu. Tam bir huzur kentidir.
Başlık sahibi evliliği üreme temeline oturtmuş ancak günümüzde evlat sahibi olamayan, tüp bebek merkezlerinde çocuk sahibi olmak için tedavi üstüne tedavi gören, tedaviler başarısız olunca da iki kişilik bir aile olarak yoluna devam eden pek çok evli çift olduğundan bihaber maalesef. İnsan neden evlenire nasıl bir cevap bekleniliyor, ikna edici birşeyler mi duyulmak isteniyor, yoksa illa da evlenmek için bir sebep yok demeye mi getiriliyor, bilmiyorum. Bu konuda herkes farklı düşünebilir ancak şahsi görüşüm doğru zamanda, doğru kişi ile gerçekleştirildiğinde dünyanın en güzel duygusudur. Evlilik, Bir iken iki olmaktır; ömür boyu elini tutacağın kişi ile yanyana, kolkola aynı yolda yürümektir; arkandan desteğe geleceğini ve seni tutacağını bilerek korkmadan düşebilmektir; yok yetişememiş ve düşülmüşse de ilk elini tutup yine ayağa kaldıracak olanın eşin olduğunu bilmektir. Evlilik her akıl ve beden sağlığı yerinde olan insanın, doğru kişi ile gerçekleştirmesini dilediğim çok güzel bir birliktelik şeklidir. Çevredeki olumsuz örneklere odaklanıp, sanki her evlilik kötü ve hüsranla sonuçlanıyormuş gibi yersiz genellemeler yapmak evliliğe haksızlıktır, Yaşayarak deneyimlemek en doğrusudur.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
21 yaşından itibaren düzenli iş hayatının içinde olan biri olarak, gençken hiç böyle bir korkunun içinde olmadım. Çalışmak, kendini iş düzeninin içinde kaybetmek, akşam pili bitmiş bir şekilde eve gelip, ertesi gün yine aynı düzenin içinde devam edecek gücü bulmak, benim için cesaret ve azim gerektirici bir durumdu. Üniversite çağında daha çok korktuğum şey ya atanamazsam yani o çalışan insanlar içerisinde olamazsam, Atansam bile doğuda çok zorlanır mıyım, yapabilir miyim, üstesinden gelebilir miyim korkusuydu. Korkunun ecele faydası yok, bu çarkın içersine girildi mi, insan üzerine düşen sorumlulukları yapacak gücü bazen zorlansa da öyle ya da böyle buluyor. İşini severek yapan kişiler için korku yerini, rahatlamaya bırakıyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |