Türkiye'nin memur portalı

çocukluğumuzda tweety ismindeki sarı kuşla maceralarını severek izlediğimiz, tweety'yi bir türlü yakalayamamasına rağmen asla pes etmeyen, genellikle adını şu anda hatırlayamadığım köpek tarafından dövülen sevimli kedi.

çocukluğumuzda eğlenerek izlediğimiz, jerry'nin kurnazlıklarının bazen sinirimizi bozduğu, tom'un başına gelenlere üzüldüğümüz, gizli gizli tom'un tarafını tuttuğumuz, kanallar arasında gezinirken zaman zaman adını daha önce hiç duymadığım bir kanalda rastlayınca durup izlediğim çizgi film serisi.

en pahalı, en güzel, en büyük evi satın alsan bile, komşuların iyi olmadığı sürece, aldığın evin tadını çıkaramayacağını, huzurunun kaçacağını, hatta belki de evini bile değiştirmek zorunda kalacağını belirten, günümüzde de geçerliliğini koruyan bir atasözü.

ilk kez yıllar önce başıma geldikten sonra çok dikkatli olmaya başladığım, ancak yine ve yine aynı hatayı yapıp acısını yaşadığım, insanı ağlatacak kadar büyük bir sızı yaratan, çocukların başına sıkça gelen ve kolaylıkla empati kurabildiğim düşmanın başına bile gelmesinin istenmeyeceği durum.

teknoloji geliştikçe artan, her şeye sahip olmaya başlayan insanlarda olan, gerçek bir hastalık olmayan hastalık. zaman zaman hepimiz yakalanırız bu hastalığa sanırım. aç değilizdir, evimiz vardır, dört mevsim yaşıyoruzdur, iyi kötü bir ailemiz vardır, sağlıklıyızdır. ama yine de mutsuzuzdur. nedendir bilinmez. çareler ararız, kitaplar okuruz, doktorlara gideriz ve çözüm bulamayız. düşündükçe artacağından düşünmeden hayata devam etmek önerilir.