![]() Türkiye'nin memur portalı |
|
![]() |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
||||||
|
||||||||
tavaya girene kadar mücadele eden balık.
dedi ki : bazı balıklar çiftliklerden kaçıyor.
dere balığı değil ama oltaya ağa arada yakalanıyorlar.
onların lezzeti nasıldır bilmiyorum.
belki dereye ulaştıkları ve doğal beslenmeye başladıkları için daha lezzetlidirler.
neyse elektrik verip dereyi kurutmadıkları sürece sakınca yok da
adamlar veriyor suya elektriği bazen kendileri de çarpılıp can veriyorlar.
cahillik böyle bir şey mesela
akarsuya elektrik veriyorsun, suda kim var kim yok ileride insan mı var düşünmüyorsun
binlerce canlıyı yok ediyorsun arada kendin de gidiyorsun.
buraya nereden geldim, nasıl geldim, niye geldim
neyse.
paranormal aktiviteler bu sınıfa girmiyor
belgesel mi çekmiş, film mi çekmiş, sinir mi bozuyor
ne yapıyorsa
çok germişti beni
evet o gün bu gündür izlemiyorum
gerek kalmadı zaten
farsça kökenli bir kelimeymiş.
tabança
el ayası, tokat
anlamlarına geliyormuş.
daha sonra silah anlamında kullanılmaya başlanmış.
taban türkçede ayak tabanı olarak kullanılır olmuş.
moğolca : tabag/tabagay hem el ayası hem ayak tabanı anlamına geliyormuş.
Yani türkçede de sadece ayak tabanı olarak değil el ayası olarak da kullanabilirmişiz.
| 1. | ![]() |
yazman47 |
| 2. | ![]() |
Seval88 |
| 3. | ![]() |
semraa-91 |
| 4. | ![]() |
KenaAn MuTLu |
| 5. | ![]() |
burgulukalpler |
| 6. | ![]() |
BALYOZ1960 |
| Takip edilen yazar yok. |
her iki yeri de ziyaret ettik.
çok küçükmüş yaşları, ne olmuştu ki ? diye sordum.
birini gösterdi: apandisit, dedi. Zamanında anlayıp doktora götüremediler.
diğeri ?
Gıda zehirlenmesi...
Dünya hakkında biraz fikir sahibi olup aceleyle geçip gittiler.
biri dokuz diğeri on iki yaşında.
ulu çama bakıyorum.
Ben çocukken genç bir karaçamdı.
o zaman altında oturup dua etmek için bir de briket taşı vardı diye hatırlıyorum.
O kadar ıssız, asude.
Şimdi çam, ulu bir ağaca dönüşmüş.
bak size söylüyorum benim yerim burası, dedim.
Saçmalama be dediler.
Seni buraya kadar taşıyamayız.
Hııı o zaman ben de sıkı bir diyetle zargana gibi olurum bir yolunu mutlaka bulmaya çalışırım.
mezarları Temizledik.
Bir baş tarafta bir de ayak tarafında kara taştan işaret taşları var.
Başka hiçbir şey yok, isim yok tarih yok...
Tam olması gerektiği gibi, tam istediği gibi diye düşündüm.
elindeki bastonuyla gösteriyordu: Beni buraya gömün, tam şuraya dedenin ayaklığına.
Zaten küçücüktü. Küçücük bir mesafe.
dedi ki: Kapının önüne çam dikilmez, ev virane kalır.
Ne mantıksız bir şey niye böyle acaba ? diye düşündüm.
Bak görmüyor musun o evi, deyip işaret etti.
Virane işte.
Kapısında kocaman bir çam ağacı.
Belki çam kolay yanan bir ağaçtır. Risklidir diye o zamanlar öyle söylemişler.
Mesela tutsam çok uzaklardan bir okaliptüs getirsem ona da uğursuz mu diyecekler ?
Demeyecekler çünkü pek de tanıdıkları bir ağaç değil.
| İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2025 MN Yazılım |
