![]() Türkiye'nin memur portalı |
|
![]() |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
||||||
|
||||||||
bilim kurgu dizi.
çok iyi kurgulanmış ve kendini izletiyor.
sağlam teoriler toparlanarak bir dizi ortaya çıkarılmış.
bence izleyin.
konusu: uzayda maddenin farklı bir hali keşfedilir. ( sanırım plazma ya da karanlık madde gibi bir şey )
bu madde halinin özel bir durumu vardır.
fizik teorileri, çift yarık deneyi, kuantum dolanıklığı, kutudaki kedi, çoklu evren teorileri harmanlanmış.
belgesellerdeki uzay kazaları, onlarla ilgili bazı teoriler vs. birleştirilmiş.
kayıp kadın sovyet kozmonot, havadaki tespit edilen ses kayıtları, hayaletler gerçek mi ve aslında nedir gibi konular bir araya getirilmiş.
on numara bir dizi olmuş.
yılanı öldürmüşler ve muzaffer komutan edasıyla yolun tam ortasına uzatmışlar.
parlak sarı karnı gökyüzüne dönük öylece yolda yatıyor.
sinirlerim zaten bozulmaya yer arıyor ve yeni hedefini buldu.
ben dedim, bütün bu tuhaflıkları artık kaldıramamaya başladım.
kendi tuhaflıklarım da dahil.
demiş ki kadına: imzanı at, imzanı atamıyorsan ismini soyadını yaz. Kadın Hüngür hüngür ağlamaya başlamış. Meğer küçükken sevgili yapar ona mektup yazar gerekçesiyle hiç okula yollanmamışmış.
düşünsene okuman yazman yok, başın belaya giriyor ve neden girdiğini dahi bilmiyorsun.
iyi ki hayatımızın önemli bir bölümünü okullarda mokullarda , kitaplara mitaplara gömülerek geçirmişiz.
ya da filmler izlemiş ve onların sadece film olduklarını sanmışız.
yoksa bu bünye bu sıkleti kaldıramazmış.
bu tarz şeyleri yıllar önceden yaşamaya başlasaydım deli neron yanımda solda sıfır kalırdı.
biliyorum böyle şeyler şizofreni belirtisi gibi bir şey ama eurovision yarışmasında da telefon melodim çalmaya başlayınca artık iyice dünyanın benimle kafa bulmaya yeminli olduğunu düşünmeye başladım.
bostanı çapalarken düşündüğüm konuya bak:
Acaba selamı okuyacaklar mı ? yani böyle bir şey gerçekleşecek mi ?
hoca kendini öyle bir kaptırmış, öyle bir içli okuyor ki yandaki tarladan şöyle bir ses duydum:
Bir gün onunkini de bir arkadaşı böyle okuyacak.
Bir arkadaşı... vefat eden kişi bir din görevlisiymiş.
-----
Tam olarak ne hissediyorsun ? dedim.
endişe mi, sıkıntı mı, anlamsızlık mı ?
Göğsümde sanki bir kor ateş yanıyor, dedi.
Ona diyemedim ki o ateş benim göğsümden yukarı, yüzüme doğru alev alev yayılıyor ve gözlerimden dışarı taşıyor.
Bizim jenerasyon sanırım şöyle olacak:
ağaç gibi, ayakta, için için, çaktırmadan çürüyerek tükenecek.
hiçbir şey belli etmeyecek.
bir gün küçücük bir darbeyle pof diye ayakta kül ufak olacak.
ağaç gibi...
etrafa faydası olacak, yerinden kıpırdamayacak, altında gölgelenecekler, kuşlara yuva olacak, yansa kavrulsa bile öylece duracak. duracak.
havaların bu tuhaf gidişatından mütevellit,
gündüz yanmalı, gece donmalı durumlardan dolayı
fidelerin çoğu büyümeyi bırakmış ve bir kısmı yanmış.
onların yerine sağlıklı yenilerini yerleştirdik ki bu buraya yazdığım kadar kolay olmadı ama olsun.
işlem tamam.
tavuk kümesinin önüne aldığım balık ağını gerdik.
bu da kolay olmadı ama olsun işlem tamam.
o değil de buğdayları gören güvercinler azimle içeri girmişler ama çıkarken kaçmaya çalıştıkları için ağa çarpıp durdular.
içim ezildi.
zaten içim, ezilmeye bahane arıyor.
hülya koçyiğit'in bir filmi vardı.
kadın zaten ölecek, bari kiralık katil tutayım parasını vereyim o beni öldürsün günü ve saati bilmeyeyim diyor.
( Film herhalde uyarlamadır )
neyse katille burun buruna geliyor bir sahnede öyle çaresiz kalıyor ki; kuşlara bakınca o sahne geldi aklıma. Bu ağ mağ işlerine karşıyım ben kardeşim, bakma mecbur kaldık neyse.
o değil de işe daldık tavukları sağda solda unuttuk.
aramaya çıktım bir tane tavuk mu dinozor mu pinyata mı ne belli değil ortada yok.
herkes birbirine kızıyor çakala kaptırdın diye.
neyse bu avanak ince yapılı olduğundan aralardan bostana girmiş sefasını sürüyor.
dedim ki: sağda tavuk, solda tavuk, komşuların hepsinde tavuk, size sprey boya getireyim mi
fosforlu pembe ya da yeşil, mor ya da mavi.
böyle çok hafiften boyarız punkçu gibi değişik tavuklarımız olur , hem karışmaz öbürleriyle hem de hemen buluruz.
| 1. | ![]() |
yazman47 |
| 2. | ![]() |
Seval88 |
| 3. | ![]() |
semraa-91 |
| 4. | ![]() |
KenaAn MuTLu |
| 5. | ![]() |
burgulukalpler |
| 6. | ![]() |
BALYOZ1960 |
| Takip edilen yazar yok. |
gemi viking gemisine benziyor ama sırf öyle zannedilmesin diye önde duran adamın eline bir mezopotamya küpü yerleştirmişler.
kapak kenan doğulu şarkısı gibi.
festival gibisin , katılmak istiyorum.
Rengi de amerikan filmlerindeki dönen berber silindirlerine benziyor.
çizer dünyayı bir futbol topu gibi hayal etmiş.
üzerine dronlar, enjektörler, druglar, spor yapan insanlar, balonlar, uydular, tanklar, bombalar, eriyen buzlar, paralar, yük gemileri, kumanda ile yönlendirilen beyinler yerleştirmiş.
trump var, çinliler var, roketler var, köpek gibi yürüyen robotlar var, kelepçe var, denizaltı var, gazeteciler var, uydular var, uçaklar var. Yani gündemde ne varsa hepsi var.
Sadece şu gemi sanırım Nuh'un gemisini anlatmaya çalışıyor.
Yani sanırım sıfırlanmaya gönderme yapıyor.
Tabi bu gemiyi bir sümer efsanesi gibi ele almış.
Gılgamış'ın bir parçası gibi.
Yalnız şöyle bir detay var. Yelkenlerin kenarındaki süsler yunan kenar desenleri.
sordum: meandor ya da meandros motifleri çok daha eski çağlara dayanıyormuş ve mezopotamya'da da kullanılıyormuş ama ününe yunanlılar kavuşturmuşmuş.
yalnız yine de net olarak şunu söyleyebilirmişiz.
bu gemi betimlemesi kesin olarak Mısır, Fenike, Minos, Arkaik Yunan ve deniz halkları olarak bilinen bazı Anadolu halklarına aitmiş.
Mezopotamya'da ise betimlemelerde meandros kullanılmıyor taşıt gövdesi kamışları temsil etmesi için çizgili ya da balık pulu şeklinde tasvir ediliyormuş.
Bu gemi bir mezopotamya kültürüne ait değil.
Üçgen borda bezemesi + göz : Kesin olarak Arkaik Yunan ya da Fenike
o zaman bu antik gemi tufanı değil doğrudan akdeniz'i ve akdeniz ticaret limanlarını işaret ediyor. Niye ediyor bilmiyorum ama kocaman gemiyi oraya yerleştirmiş çizer. Adamın eline de küpü tutuşturmuş. Artık içinde şarap mı var, sirke mi var, zeytinyağı mı var, tuz mu var , buğday mı var bilmiyorum.
pastanın üzerinde 250 yazıyor.
250. yılı kutlama vurgusu yapılmış.
Yani dünyanın bu karnavalı andıran hali ile biz aslında bu doğumgününü kutluyor gibi betimlenmişiz.
| İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2025 MN Yazılım |
