Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Bir dönemler edindiğim sıfat.
Artık öyle bir sıfatım yok.
Nasıl başardığımı bilahare detaylı anlatırım.
Anlatayım efendim:
Önceleri merkezi sistemle ısınan bir apartmanda oturuyorduk.
Havalar iyice soğumuştu ve artık yönetim kaloriferlerin yakılmasına karar verir diye beklenti içindeydik.
İşten güçten aklıma gelmedi ve havaların soğumasına rağmen neden hala kaloriferlerin yakılmadığını sorma fırsatım da olmadı açıkçası.
Çocuklar hasta olur diye geceleri yorgan üstüne yorgan örtmeye başlamıştım.
Daha sonra canımıza tak etti ve gidip bilgi almaya karar verdik.
Kaloriferlerin bir haftadır yakıldığını öğrendik.
Ama bizim ev buz gibiydi.
Efendim üst katlarda yaşayan bir kat maliki evinin yeteri kadar ısınmadığını iddia ederek kafasına göre evlerin girişlerinde bulunan kalorifer vanalarını kapatıyormuş. Özellikle bizim içinde bulunduğumuz daireye hususi bir ilgisi varmış.
Durumdan haberdar olmadığımız için günlerce tir tir titremişiz.
Gürültülü bir süreçten sonra apartman görevlisi vanayı eski haline getirdi.
Aradan bir süre geçtikten sonra aynı şahıs aynı davranışı tekrarladı.
Kafamın içinde bağlamalar çalmaya, ranzalar belirmeye başladı.
Çareyi vanayı eski haline getirip; vananın bütün aksamını sökmekte bulduk.
Hani bir türkü vardı ya:
Kıyıdan , kıyıdan, kıyıdan gel
Ortası çamur kıyıdan gel.
Okuldan çıkan çocuklar her gün bıkmadan usanmadan korkunç çığlıklar atıyorlar.
Bunu neden yapıyorlar bilmiyorum ama her seferinde yüreğim ağzıma geliyor.
bu yaptıkları dünyanın her yerinde olmuyor bence.
Normal de değil ama herkes kanıksamış durumda.
Alışkın olmayan biri bu sesleri duysa kesinlikle hemen 155 i arar ve birine silahlı saldırı var diye ihbar ederler.
Feryat figan boşalıyorlar okuldan.
bir zararlı alışkanlığımdan bahsetmek istediğim başlık.
Evin içinde bazı nesnelerin yerini sürekli değiştirmek.
Ev ahalisini delirtmeme az kaldı.
Bunu neden yapıyorum diye düşündüm.
Bir türlü varlığını kabullenemediğim nesneler var.
Bir tekme ile uzaya uçuramadığım için yerlerini de tam bulamıyorum.
Oradan oraya taşıyorum.
Bazen de çaktırmadan tamamen hayatımdan çıkarıyorum.
Mesela çöp kovası.
Ondan nefret ediyorum.
bazen oraya bazen buraya taşıyarak yarattığı boşlukla huzur buluyorum.
Ya da hediye edilen ilginç tabaklar.
kirli çamaşır sepeti,
elektrik süpürgesi,
naylon poşetlerin içinde durduğu plastik,
mümkün olsa da yok olsalar.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
birincisi fotoğraf istiyoruz.
İkincisi düz kadife eminim daha güzel olmuştur.
Umarım siyah kadifedir ama öbürleri de güzel olur.
Üçüncüsü kadifeye en çok gümüş ya da altın ( sırma, işleme, sutaşı, metal vs. ) yakışır.
tabi koyu renkse
yaşlandım,
benim için hala korkulan bir şey.
işimde gücümde olamam.
iş icat etmem lazım.
orada ve burada.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |