Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
şimdi gittim, bizim kopya yöntemleri araştıran sivri zekalıya sordum:
sence ne yaptılar ? dedim.
Bak , dedi.
önce dedi kanyona benzeyen vadiye kale duvarı gibi bir duvar çektiler, dedi.
sonra inşaat kalıbı gibi kalıplar çaktılar.
sonra demir cevherini kalıpların içine doldurdular dedi.
sonra da aynı tahta ya da ağaç sızdırmaz kalıpların içine erimiş bakırı da doldurmuşlar.
sonra da herhalde kalıpları sökmüşler.
belki dışına da kayaları yerleştirmişlerdir.
adamlar manivelayla falan kayaları kaldırabiliyor olsalar da
böyle bir maden duvarı aşamamıştırlar dedi.
o değil de bu LIDAR teknolojisi vs. işe yaramaz mıydı ?
okyanusun altındaki appollo kapsüllerini bile bulup çıkardılar.
Neyse,
şimdi bu istilacılar belli ki daha geri bir medeniyet,
vurkaç yapan ama madenlerden haberi olmayan bir topluluk.
bunu da şuradan anlıyoruz:
Demir bakır karışımı bir alaşımı aşabilmeyi herhangi bir teknoloji ile başaramamışlar.
Çok sağlam ve kalınca yapılan Bu engeli delememişler.
Belki ok ve yay belki taş balta kullanıyormuşlar ama sanırım göçebeymişler ve ne mimariden, ne inşaattan ne maden işlemekten ne de kayaları oymaktan vs. haberleri yokmuş.
hadisenin ilginç noktalarından biri de demir cevherinin erimiş bakırla karıştırılarak daha sağlam hale getirilmesi.
kimyacı arkadaşlar daha iyi bilir.
acaba bu kanıtlanmış bir gerçek midir ?
Bir de şöyle bir netice ortaya çıkıyor:
Belli ki bu istilacılar dur durak bilmeksizin değil belli dönemlerde saldırıyormuşlar ki inşaatın yapımı aşamasında herhangi bir müdahale gerçekleşmemiş.
Yani set işini zorluk çıkmadan belli bir süreçte tamamlamayı başarmışlar.
Bu arada da rahatsız edilmemişler.
hiçbir sözü anlamayan ( ya da anlatamayan ) bir kavim.
belli ki hükümdar ve ordusu ile iletişim kuramayan; farklı bir kültüre sahip bir milletten bahsediliyor.
Farklı bir dil konuştukları , zülkarneyn ve ordusuyla kendi dillerinde iletişim kuramadıkları ama bir şekilde
vergi ödeme ya da ücret teklifi ile kendilerini kurtarmalarını istedikleri anlaşılabiliyor.
Bir nevi "Size tabi olalım, hatta vergi ödeyelim ya da bir bedel ödeyelim yeter ki bizi bu istilacılardan kurtarın !" talebinde bulunmuşlar.
Zülkarneyn yardım etmeyi kabul etmiş fakat herhangi bir ücret - bedel talebinde bulunmamış.
aynı zamanda bu ulusun çeşitli madenleri çıkarabilme ve işleyebilme yetenekleri de var.
yani ilkel bir kabile değil.
demiri ve bakırı işleyebiliyorlar.
Aynı zamanda bulundukları yerde demir de bakır da rahatlıkla bulunabiliyor.
bu topluluktan demir cevheri ve bakır cevheri istemiş.
Bakırın Romalılar döneminde ilk bulunduğu yerin kıbrıs adası olduğu belirtilmişti ama tarihte başka hangi coğrafyalarda çıkarıldığı net olarak belirtilmemiş.
Bakırın çin'de milattan önce 2800 yılında bilindiği belirtilmiş.
Tarih sahnesine çıkışı M.Ö 8000 lere kadar uzanabiliyormuş.
Yenisey yazıtlarında da ( 8. yüzyıl ) bakırdan bahsediliyormuş.
seferin kuzeye doğru yapıldığını; bu kavmin bir türk kavmi olduğunu ileri süren müfessirler olmuş.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
bakalım nasıl tanımlanmış ?
Gurur: "kişinin, sahip olduğunu düşündüğü şeylerle, yine sadece kendi kendini oyalaması " olarak tanımlanmış.
Kibir: "Kişinin kendini büyük, başkalarını küçük görmesi. "olarak tanımlanmış.
arada küçük bir fark var.
birinde kendi kendine sevinme
diğerinde başkalarıyla kıyaslama durumu var.
atalarla övünme
ait olduğu sosyal grubun kalabalıklığıyla övünme
statüyle övünme
malının çokluğuyla övünme
çocukların sayısıyla, çocukların başarısıyla övünme
üstsoyun başarılarıyla övünme
gibi örnekler sayılıp dökülmüş.
Konuyla ilgili olarak
Hucurat suresi 13. ayet ile ilgili uyarı yapılmış.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |