Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Eskiden rengarenk plastik saksılar almak falan yoktu. Zaten saksı da yoktu piyasada. Vita yağı kutuları pencere önünde sardunyalar, fesleğenler ve bilumum çiçekler için çok güzel saksı görevi görür, fena da durmazdı. Sarı teneke kutular dizi dizi estetik de dururdu aslında.
İnanmayan araştırıp bakabilir nostaljik ürün olarak o vita kutuları internette satışta.
Buluntu mal anlamına gelir. Sahibinin iradesi dışında kaybolmuş ve başkası tarafından bulunmuş sahibi bilinemeyen mal demektir.
Denizcilik hukukuna göre ise durum biraz tuhaf. Lukata hükümleri uygulanır derken bulanın mülkiyetine geçer denmek istenmiştir. Kurtaran kurtardığı teknenin mülkiyetinin kendi üzerine tescilini isteyebilir denmektedir. Kaptan dahil tüm mürettebatı tarafından terk edilmiş haldeki teknenin kurtarılması kurtaranın insiyatifine bağlıymış...
Kendi dönemsel koşullarında roman olarak biçimlendirilmek zorunda kalınmış eminim ki yazarları şimdi yaşasaydı filmlerini çekmeye çalışırlardı, yönetmen ya da senarist olmak için can atarlardı dediğim eserler.
olasılığa vurulduğunda değiliz muhtemelen dedirten, rasyonel bilimsel açıklamaları, kutsal metinlerde atıfları olan durum. Hatta öyle bize sıra dışı alışılmadık absürd görünen biçimde değil tıpkı dünyamızdaki gibi canlılarla karşılaşırsak şaşırmam dediğim durum. Neden olmasın ki aksi bomboş büyüklüğü düşünmek irrasyonel olurdu.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
en sinir bozucu olanı da
bunların travmasını siz yaşamışken evdekilerin hatırlatıp hatırlatıp bir de gülmesi olabilir...
pazar kahvaltıları, akşam yemekleri, film izleme saatleri geyiğine dönmüştür bile.
kendimden biliyorum.
beni aslında olmayan şeyler uyduran bir şizofren bile ilan ettiler.
eski dostlarım düşman olmadı.
ikisiyle de hala görüşüyorum.
birisiyle helalleştim çünkü daha kırılgandı.
öbürüyle görüş farklılıklarımıza rağmen ortak noktada buluşabiliyoruz çünkü birlikte çok savaş verdik.
Hımm Sultanahmet'in bankları , Sarayburnu kıyıları buna şahit.
yukarıdaki hikayeyi düşündüm de...
raşomon filmi gibi
her kahramandan ayrı ayrı dinlemek isterdim.
üç kişi birden yanmış.
o belli de
kim daha çok yanmış onu çözmeye çalışıyorum.
ilişki zaten inişli çıkışlıymış ve ayrılıkla sonuçlanmış.
yani bilmiyorum , zaten yürümüyormuş bitmiş.
acaba kız intikam duygusuyla mı hareket etti ?
o zaman arkadaş en mağdur olan olmuş çünkü onu yara bandı yapmışlar.
acaba arkadaş mı okul başarısına haset etmiş.
bu da mümkün.
bu durumda da en mağdur yazar olmuş oluyor.
belki de iki yakın dost tarafından ayrı ayrı terk edilen kız daha çok yanmıştır.
hem dışlanıp aforoz edilmiş, hem okul başarısı etkilenmiş hem de metazori bir ilişkinin kahramanı olmuş.
bilmiyorum çok acayip bir hikaye.
ayrıca belli bir sonuca da ulaşmıyor.
kendisini tanımıyorum,
tam olarak amacının ne olduğunu da bilmiyorum.
üslubu güzel
hakaret etmiyor
güzel ve objektif bilgiler veriyor
sinirlenme gerekçesini: toplum içine sadece ırk yaklaşımı üzerinden nifak tohumları ekilmeye çalışılması olarak açıklamış.
sanırım kişinin eylem veya söylemleri değil de kökeni, soyu , sopu, memleketi üzerinden ima yoluyla hainlikle suçlanmasından deliye dönmüştü.
daha muhteşem çözümleri olanlar:
pahalı şampuan kutusuna kiloluk hesaplı şampuan doldurmak,
şampuan seyreltmek,
azalan bir iki şampuanı birleştirip combo yapmak ...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |