Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
gem : atların dizginlerine bağlı olan ve ağızlarının içinde takılı olan demir parça. berbat bir şeymiş. Aynı burun halkası gibi. gem vurmak da buradan geliyor: bazı duygu , istek ve davranışlara engel olmak anlamında deyim.
azıya almak: azı dişleri arasındaki gem nedeniyle atın zincirinden boşanır gibi dörtnala koşması. sürücüsü mü dizginlere asılıp gemi azı dişlerine kadar çekiyor yoksa at mı sürücüden kurtulup gemi azı dişlerinde tutup koşuyor o kadarını anlamadım.
filmlerde izlerdik, bazı durumlarda sürücüler atın ağzının yırtılması riskini dahi göze alarak deli gibi dizginlere asılıyorlar sonra bırakıp dehliyorlar, artık koşsun diye mi dursun diye mi orasını bilmiyorum.
en iyisi harası olanlara sormak lazım.
bu adamın çok acayip , en azından mutlu sonla biten bir hikayesi var.
Bu adam maratoncuymuş.
1994 yılında sahra maratonuna katılmış.
Maraton fas'ın güneyinden başlayıp 251 kilometrelik parkurun 6 günde tamamlanmasıyla sona eriyormuş.
Merak ettim bu maraton hangi akıllının fikriymiş.
neyse
çıkan kum fırtınası nedeniyle diğer yarışmacılar bir gün ara vermiş fakat Mauro'nun bundan haberi olmamış.
uyandığında herkesin çoktan gittiğini düşünmüş ve geri kaldığını düşünse de yola koyulmaya karar vermiş.
fırtınanın izleri silmesi nedeniyle yolunu şaşırmış.
8 gün çölde geceleri ve sabahın erken saatlerinde yürüyerek, yarasa ve böcek yiyerek, kendi idrarından faydalanarak, bulduğu bir mezar yapısının gölgesine sığınarak, kayaların nemini içmeye çalışarak ilerlemiş.
en sonunda kendini cezayir'in bir köyünde bulmuş ve kurtarılmış.
Bulunduğu yer başka bir ülkenin sınırları içinde ve kulvardan fersah fersah uzaktaymış.
zaten misafir terlikleri de bir tuhaf olur.
kimsenin ayağına olmayan antin kuntin terliklerdir gözlemlerime göre.
özellikle kadın terliklerinin böyle takır tukur ses çıkaran topukları da olur.
bazısı gelin terliği adını alır ki böyle otrişli motrişlidir niyeyse bohçayla birlikte itelenmiştir.
hah işte onlarla atış yapıyorlardı.
çünkü onların başka bir fonksiyonları yoktu
aklı başında teyzeler ise esem tek tokalı ya da çift tokalı kırmızı ya da lacivert terliklerden alıyordu.
ses yapmaz, bazen dışarıda da giyilir, kaydırıp yere çakmaz, ayağı yere sağlam bastırır.
Dalga geçiyorum ama bazı belli başlı markalar terlik müzesi açsalar gerçekte giderim, sanalda ise ziyaret ederim açıkçası.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
birincisi fotoğraf istiyoruz.
İkincisi düz kadife eminim daha güzel olmuştur.
Umarım siyah kadifedir ama öbürleri de güzel olur.
Üçüncüsü kadifeye en çok gümüş ya da altın ( sırma, işleme, sutaşı, metal vs. ) yakışır.
tabi koyu renkse
yaşlandım,
benim için hala korkulan bir şey.
işimde gücümde olamam.
iş icat etmem lazım.
orada ve burada.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |