Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
herhalde eski çağlarda denize açılmak çok daha sürprizli bir konuydu.
düşünürsek dibinden ne çıkacağı meçhul karanlık sulara ip ya da ağ salıp ya da zıpkın her ne ise canlı bir şeyleri
avlamak herkesin harcı değildi.
kim bilir neler neler bulup yakaladılar.
daha doğrusu biz tanışmış olduk ama onlar yeni yeni tanıştılar.
ihtimal yelpazesi onlara göre o kadar genişti ki babalarıyla karşılaşma olanağını bile düşünmüşler belli ki.
yeriz dediler çünkü yemek zorundaydılar.
denizin ortasında erzağın da bittiyse ne yiyeceksin ki ?
artık ne vurduysa ağına mecbur onu yiyeceksin.
aklım yine deniz kavimlerine takıldı.
nasıl bir kıtlık oluşmuş olabilir ki denizden yana diğer ülkeleri işgal edip oralara yerleşmiş olsunlar ?
deniz küsmüş belli ki.
nasıl olmuş anlamadım çok çok büyük bir yoksunluktu herhalde.
doğrusu ekip biçmeye değil de sürekli denizden tüketmeye alışınca bir şok geçirme durumu oluşmuştur haliyle.
bu iki sıkı arkadaşın durumunu özetlemişler:
aslında bu ikili birbirlerini çok seviyorlar.
tom jerry'i sürekli kovalayıp yakalamaya çalışıyormuş gibi yapmak zorunda.
ev sahibi eğer öyle davranmazsa onu evden kovacak ve eve başka bir kedi getirecek ya da o sinirli köpeği o kadarını bilemiyorum.
Bu da jerry'nin işinin bitmesi demek.
jerry durumu biliyor ve tom'u kızdırmak ve onu miskinlikten korumak için türlü numaralar yapıyor.
bazen yakalansa da el sıkışıp iş birliğine devam ediyorlar.
geçen gün bir belgesel izlemiştim.
adam mensa üyesi yani dünyanın en zekilerinin toplandığı derneğe üye.
komşusu ve çocukları fazla gürültü yapıyor diye zekice bir planla onları topluca zehirlemişti.
bir ölü, bir çok hasta insan...
detayları anlatmayayım başka zeki insanlara ilham olmasın.
bir densizlik sonucunda kendisini tanımıştık ve poz kesmediğini gerçekten öyle bir hayatı olduğunu da öğrenmiştik.
aklıma bir anım geldi:
kitap okuyan insanlarla uğraşmak gibi geleneksel bir hobimiz var.
final dönemi çarşım pazarıma karışmış, altı kaval üstü şişhane gözlerimin altı mosmor geziyorum.
iki değişik davranışlı arkadaş nereden çıkıp geldiyse tam karşıma oturdu.
elimdeki notlara bakmaya ara vermiş boş boş, boşluğa bakıp beynimi dinlendiriyorum, yorucu bir gün geçirmişim. ( İsteyen sen kaşındın diyebilir )
algılarımı tamamen kapalı sandı galiba yanındakinin kulağına eğildi: Çok da kafası çalışan birine benzemiyor dedi. ( kafası çalışan kısmını nezaket çerçevesine oturttum )
o günden sonra her gün denize dönmeye karar verdim
istisnasız hemen her gün yönümü denize döndüm yunusları falan izledim arada, türkü söyleyenleri dinledim.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
birincisi fotoğraf istiyoruz.
İkincisi düz kadife eminim daha güzel olmuştur.
Umarım siyah kadifedir ama öbürleri de güzel olur.
Üçüncüsü kadifeye en çok gümüş ya da altın ( sırma, işleme, sutaşı, metal vs. ) yakışır.
tabi koyu renkse
yaşlandım,
benim için hala korkulan bir şey.
işimde gücümde olamam.
iş icat etmem lazım.
orada ve burada.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |