![]() Türkiye'nin memur portalı |
|
![]() |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
||||||
|
||||||||
İbrahim Kapaklıkaya'nın içeriklerini takip ediyorum.
Program konuğu Abla anlatıyor:
köyündeki, kimsesiz ve yardıma muhtaç hale getirilmiş bir vatandaşımız kapılarına gelmiş.
yiyecek bir şeyler istemiş.
annesi "Sakın onu boş geri çevirmeyin" diye sürekli tembih ediyormuş.
o da evde yalnız olduğundan korkmuş ve acele acele bir yufka dürüp kapıdan eline tutuşturmuş.
adam "Katık yok mu?" diye sormuş ve sonradan getirdiği katıklı yufkadan bir lokma ısırıp bırakmış ve oradan ayrılmış.
abla şu anda orta yaşlarda ve yıllarca vicdan azabıyla yaşadığını anlatıyor.
ben nasıl oldu da ona boş ekmek getirdim.
onu aşağılamış oldum.
nasıl oldu da düşünemedim, ona doğru düzgün bir yemek çıkaramadım.
kapıma kadar geldi yemek istedi onu nasıl başımdan savmaya çalıştım.
bazen kendimi cezalandırmak için bu olay aklıma geldikçe o gün oruç tutuyordum, diyor.
Kendi kendime dedim ki :
Abla sen nerdesiiiiin, biz nerde ?
bu arada o kapıya gelen vatandaşın hikayesi de dramatik.
Zeki bir öğrenciymiş, şehir merkezine okumaya yollanmışmış, parlak bir geleceği olacağı söyleniyormuş.
sonra bir kızı sevmiş ve durumu öğrenen abileri tarafından feci şekilde dövülmüşmüş.
dövülme olayından sonra hafıza kaybı yaşadığı ve akli melekelerini yitirdiği söylenmiş.
ailesi öldükten sonra da ortada kalmışmış.
kimsesi olmadığından onu köyüne götürüp bırakmışlarmış.
Anadolu'da şöyle bir gelenek var: Her geceyi kadir bil, her gördüğünü hızır bil.
Bu nedenle köylü ona bir şekilde sahip çıkmışmış.
Aklıma Jim Carrey'in Aman Tanrım filmi geldi.
kaç kere izledim hatırlamıyorum.
yanına çöp torbaları ve yedek eldivenler almış.
sahayı tek başına temizlerken yanına diğer gençler gelmiş.
hep beraber sahayı tertemiz yapmışlar.
yakından bir yerden kova ve su bulmuşlar ve sahayı yıkamaya girişmişler.
sonra hafiften bir yağmur başladı diyor.
az sonra yağmur dindi ve tam üzerimizde gökkuşağı belirdi.
Ben bunu mesaj olarak aldım, diyor.
istediğin gibi algılayabilirsin, dedim. Kimseye bir şey izah etmek zorunda değilsin.
Eşzamanlılık de, yolculuk de, güzel şeyler yapmak de, ne dersen de hayatın boyunca güzel işler yapmaya devam et.
ekrana bakıyorum.
Bir orman eniştesi, oflu bir vatandaşımızın köydeki evinin balkonuna tırmanmış ve iki gece üst üste kovanlarını dağıtıp ballarını yemiş.
vatandaş gülerek diyor ki:
Helali hoş olsun ama biz bir şey göremedik baldan.
millet Batı Amerika'da kocaayak görmeye çalışıyor. Bizim kocaayaklar balkonlara tırmanıyor.
aslında şey yapmak lazım: sağa sola çikolatalı kremalardan bırakmak lazım ama fındıklı olanlardan. ne de olsa bizimkiler ağızlarının tadını iyi biliyor.
belki balları o şekilde kurtarabilirler.
| 1. | ![]() |
yazman47 |
| 2. | ![]() |
Seval88 |
| 3. | ![]() |
semraa-91 |
| 4. | ![]() |
KenaAn MuTLu |
| 5. | ![]() |
burgulukalpler |
| 6. | ![]() |
BALYOZ1960 |
| Takip edilen yazar yok. |
İbrahim Kapaklıkaya'nın içeriklerini takip ediyorum.
Program konuğu Abla anlatıyor:
köyündeki, kimsesiz ve yardıma muhtaç hale getirilmiş bir vatandaşımız kapılarına gelmiş.
yiyecek bir şeyler istemiş.
annesi "Sakın onu boş geri çevirmeyin" diye sürekli tembih ediyormuş.
o da evde yalnız olduğundan korkmuş ve acele acele bir yufka dürüp kapıdan eline tutuşturmuş.
adam "Katık yok mu?" diye sormuş ve sonradan getirdiği katıklı yufkadan bir lokma ısırıp bırakmış ve oradan ayrılmış.
abla şu anda orta yaşlarda ve yıllarca vicdan azabıyla yaşadığını anlatıyor.
ben nasıl oldu da ona boş ekmek getirdim.
onu aşağılamış oldum.
nasıl oldu da düşünemedim, ona doğru düzgün bir yemek çıkaramadım.
kapıma kadar geldi yemek istedi onu nasıl başımdan savmaya çalıştım.
bazen kendimi cezalandırmak için bu olay aklıma geldikçe o gün oruç tutuyordum, diyor.
Kendi kendime dedim ki :
Abla sen nerdesiiiiin, biz nerde ?
bu arada o kapıya gelen vatandaşın hikayesi de dramatik.
Zeki bir öğrenciymiş, şehir merkezine okumaya yollanmışmış, parlak bir geleceği olacağı söyleniyormuş.
sonra bir kızı sevmiş ve durumu öğrenen abileri tarafından feci şekilde dövülmüşmüş.
dövülme olayından sonra hafıza kaybı yaşadığı ve akli melekelerini yitirdiği söylenmiş.
ailesi öldükten sonra da ortada kalmışmış.
kimsesi olmadığından onu köyüne götürüp bırakmışlarmış.
Anadolu'da şöyle bir gelenek var: Her geceyi kadir bil, her gördüğünü hızır bil.
Bu nedenle köylü ona bir şekilde sahip çıkmışmış.
Aklıma Jim Carrey'in Aman Tanrım filmi geldi.
kaç kere izledim hatırlamıyorum.
| İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2025 MN Yazılım |
