![]() Türkiye'nin memur portalı |
|
![]() |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
||||||
|
||||||||
bu sefer araziyi otlardan temizlerken daha önce karşılaştığım yılanın muhtemel ve daha küçük bir akrabasına rastladım.
Yine gri, yarım metre civarında ve daha sevimli bir yüzü var.
Bir anda otların altından çıkıverdi.
Ben bekliyorum, o bekliyor; daha doğrusu kafasını deliğinden dışarı uzatmış bakıyor.
Bekledim bekledim:
Hadisene git artık işimiz gücümüz var dedim.
Galiba anladı.
çıkmaya karar verdi.
yavaşça aşağıya doğru indi.
Hayatımda ilk defa bir canlıyla empati kurmaya çalıştım.
Çok yakındık çünkü burun burunaydık.
dedim ki bir canlı olsaydım, yüzüm olsaydı ama ellerim, kollarım ve ayaklarım olmasaydı, sürekli kaçarak ve saklanarak yaşasaydım acaba daral gelir miydi yoksa tabiatım böyle olduğundan çok mutlu mu yaşardım ?
herkesi kilosuna göre vergi dilimlerine ayırabilirler.
çok yiyenden çok yeme vergisi alınabilir sonuçta dünya kaynaklarını tüketiyoruz.
su kenarlarında oturanlardan su kenarında oturma vergisi, sonuçta kaynaklarımız önemli.
manzara vergisi
arabası çok kilometre yapandan gezip dolaşma vergisi
yeni çalışmaya başlayandan siftah vergisi
deniz taşıtı olandan gemisini yürüten kaptan vergisi alınabilir.
yabancı ülkede yaşayıp ülkeye ziyarete gelen vatandaşlardan ziyaret vergisi alınabilir.
| 1. | ![]() |
yazman47 |
| 2. | ![]() |
Seval88 |
| 3. | ![]() |
semraa-91 |
| 4. | ![]() |
KenaAn MuTLu |
| 5. | ![]() |
burgulukalpler |
| 6. | ![]() |
BALYOZ1960 |
| Takip edilen yazar yok. |
her iki yeri de ziyaret ettik.
çok küçükmüş yaşları, ne olmuştu ki ? diye sordum.
birini gösterdi: apandisit, dedi. Zamanında anlayıp doktora götüremediler.
diğeri ?
Gıda zehirlenmesi...
Dünya hakkında biraz fikir sahibi olup aceleyle geçip gittiler.
biri dokuz diğeri on iki yaşında.
ulu çama bakıyorum.
Ben çocukken genç bir karaçamdı.
o zaman altında oturup dua etmek için bir de briket taşı vardı diye hatırlıyorum.
O kadar ıssız, asude.
Şimdi çam, ulu bir ağaca dönüşmüş.
bak size söylüyorum benim yerim burası, dedim.
Saçmalama be dediler.
Seni buraya kadar taşıyamayız.
Hııı o zaman ben de sıkı bir diyetle zargana gibi olurum bir yolunu mutlaka bulmaya çalışırım.
mezarları Temizledik.
Bir baş tarafta bir de ayak tarafında kara taştan işaret taşları var.
Başka hiçbir şey yok, isim yok tarih yok...
Tam olması gerektiği gibi, tam istediği gibi diye düşündüm.
elindeki bastonuyla gösteriyordu: Beni buraya gömün, tam şuraya dedenin ayaklığına.
Zaten küçücüktü. Küçücük bir mesafe.
dedi ki: Kapının önüne çam dikilmez, ev virane kalır.
Ne mantıksız bir şey niye böyle acaba ? diye düşündüm.
Bak görmüyor musun o evi, deyip işaret etti.
Virane işte.
Kapısında kocaman bir çam ağacı.
Belki çam kolay yanan bir ağaçtır. Risklidir diye o zamanlar öyle söylemişler.
Mesela tutsam çok uzaklardan bir okaliptüs getirsem ona da uğursuz mu diyecekler ?
Demeyecekler çünkü pek de tanıdıkları bir ağaç değil.
| İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2025 MN Yazılım |
