Türkiye'nin memur portalı

kültürleri, fiziksel özellikleri, yaşam şekilleri, inançlarıyla inanılmaz derecede Asya kültürleriyle benzerlik gösteren ve hala Orta amerika ülkelerinde varlığını sürdüren medeniyet.

Bilim insanları, araştırmacılar bu benzerliği nasıl açıklıyorlar ya da maya diliyle asya dilleri arasında bir benzerlik kurabilmişler mi, bu birbirinden aşırı derecede uzak iki coğrafya nasıl olmuş da ortak ya da çok yakın bir kültüre ev sahipliği yapabilmiş, acaba pasifik ortalarında bizim bilmediğimiz bazı gizemler mi yatıyor ? Ya da tüm bu benzerlikleri bering boğazı ile birbirine bağlanan asya ve amerika kıtaları düşüncesiyle açıklamak yeterli olabilir mi?

Belki bazı Asya kavimleri coğrafi keşiflerden çok önce bir yolunu bulup Amerika'ya deniz yoluyla ulaşabilmişlerdir. ( Çok uçuk bir iddia gibi duruyor )

el dokumaları, motifleri aynı, kadınların kıyafetleri, saçları toplama biçimleri, boyları posları, inançlarındaki bazı detaylar, tapınaklarının biçimleri...

Bölgeyi bulan Colomb'un buraya Hindistan adını vermesi o kadar isabetli ki ?

Adam yerli halkı gördükten sonra asla yeni bir kıta bulduğuna ikna olamamıştır.

Marmara bölgesine özgü bir tür sebzeli türlü diyebiliriz.

Neredeyse yaz sebzelerinin tamamının türlü gibi pişirilmesiyle elde ediliyor.

Bazı yörelerde ise domatesli ve soğanlı pirinç lapasına şaraşura ismi veriliyormuş.

diğer adı karabasanmış.

sadece bir kere başıma gelen hadise.

Ameliyat olmuştum ve hastanede yatıyordum.

Hemşireler arada düzenli olarak ziyaret ediyor, serumuma bakıyor ya da ilaç verip gidiyorlardı.

Gece odanın ışığını kapatmıştık fakat koridorların ışığı sabaha kadar açık.

O gece yine hemşire geldi.

kapıyı görür vaziyette yatağımdayım.

Kapıda silüetini gördüm.

Oldukça boylu poslu heybetli biriydi

Kapıdan zor geçiyordu diyebilirim.

Yürümüyordu da adeta havada süzülüyordu.

Ses çıkarmıyordu.

sessizce süzülerek başucuma kadar geldi ve başımda beklemeye başladı.

Yüzü ya da diğer vücut hatları belli olmuyor siyah yere kadar pelerin giymiş heybetli bir gölge olarak tanımlayabilirim.

Japon animelerinden fırlamış gibi bir ruh.

verdiği enerji ise ne olumlu ne de olumsuz.

Sanki kendisine verilen bir emri yerine getirmek zorunda olan bir görevli.

tarafsız bir vazifeli gibi.

Baktım hiç hareket etmiyor ve ben beklemeye devam ediyorum; ondan ilaçlarımı istedim.

Tepki vermeyince kimsin sen yoksa ?? misin diye sordum, bir anda gözlerimi açtım.

Ertesi sabahı anlatmayayım.

Hastanede yoğun bakımda kötü bir gün yaşandı ve bir ailenin evine ateş düştü diye kısa keseyim.

sizi gecenin kör karanlığında güvenli bir otogarda ya da bir durakta ya da taksilere yakın bir yerde değil de otobanın tam ortasında kaçak göçek bırakan; şikayet tehditlerinize aldırmayan; kimi zaman bagajlarınızın bir kısmını karıştırmanıza ya da unutmanıza yol açan ulaşım ve taşımacılık elemanı.

Yolculuk ederken ya da otobüsten inerken değil de ayazı yüzünüze yediğiniz o ıssız dağ başında bir başınıza kaldığınızı hissettiğinizde gerçekten ne yapacağınızı düşünmeye başlarsınız.

Aklınıza öncelikle cep telefonunuz, varsa biber gazınız ya da diğer savunma seçenekleriniz, bavulunuzun ağırlığı ve en yakın yaşam alanının uzaklığı gelir.

arapça kökenli derman anlamına gelen kelimeymiş.

İngilizcede hastalığın ill ile ifade ediliyor olması da ilginç.