Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Karakterleri okuyup araştırdığımız zaman şimdiki magazin programlarını andıran, bu kadar çok entrika, dolap, çıkar ilişkisinin yeryüzünü bırakın gökte, okyanusların altında, yer altında olduğunu iddia eden bu pagan inanç sisteminin sembolik olarak heykellerle ve tapınaklarla desteklendiğini ve sistemin hüküm sürdüğü tüm coğrafyalara tek elden üretilip gönderildiğini ( ki nereye gidersek gidelim Eros Eros tipiyle, Hermes Hermes tipiyle şekillendirilmiş aşağı yukarı ) göz önünde bulundurursak.... Sanırım bu adamlar ve kadınlar tanrı ya da tanrıça falan değil düpedüz toplumun üst sınıf tabir edilen zengin ve hükümran sınıfı iken bir süre sonra kendilerini Tanrı Tanrıça ilan edip tapınaklara sunulan hediye, zahire, canlı cansız hayvan, bakire kızlar vs. sirkülasyonu ile çarkı-düzeneği döndürmekte idiler. Hal böyle iken ayağı çarıklı, sırtı çullu, ayak takımı tabir ettikleri sınıftan, kimseye eyvallahı olmayan bir delikanlının masaları devirmesi, sağda solda konuşması başlarda çok dikkat çekmediyse de zamanla birilerine batmaya başlaması tamamen çıkarların zarar görmesine neden olmuştur malumunuz.
Guccinin erkekler için tasarladığı ve tanıtımı yapılır yapılmaz önümüze düşüveren turuncu ekoseli entarileri "Hadi canım o kadar da değil " dediğimiz dünyayı cinsiyetsizleştirme ya da cinsiyetler arasındaki farkı ortadan kaldırmaya çalışma isimli komplo teorileri hakkında yine aklımıza "Acaba mı"sorusunu getiren yeni pek de tutmayacak uğraş.
Not: Trabzonlular o şapkayı görmesin ortalık karışır.
Aynı oyuncuların çok çok fazla karakterde karşımıza çıktığı birkaç kez izlendikten sonra konusu ve ne anlatmak istediği kavranabilen film. Sanki şu hissi veriyor: Dünyayı trilyonlarca insan doldurup doldurup boşaltmıyor da hep aynı insanlar farklı çağlarda aynı huylar ve davranış kalıplarıyla ama farklı rollerde karşımıza çıkıp çıkıp duruyor. Film sanki reenkarnasyonun varlığını kabul etmiş ve o mantık üzerinden insanlık tarihine ışık tutmaya çalışmış.
Köknar ağacının gövdesinden toplanır. Acı bir tadı vardır. Şifalıdır. Akciğer iltihapları ve öksürüğe iyi gelir. Bal renginde toplanan sakız çiğnendikçe vişne, mor renge dönüşür. Çiğnedikçe daha da sertleşir. Ağız ve diş sağlığına iyi gelir. Köknar ağacının tüm ürünlerinden yararlanıldığı için şifacı ağaç olarak bilinmektedir.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |