![]() Türkiye'nin memur portalı |
|
![]() |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
||||||
|
||||||||
Tokat'ta bir vatandaş marketten mandalina almış ve tezgahta bir bukalemun bulmuş.
bu kalemun burada ne işi var ? dememiş tabi.
bukalemuna sahip çıkmış ama tokat'ta hakikaten bukalemunun ne işi var ?
Biri çıkıp o benim bukalemunumdu hava almaya çıkmıştık markette meyveleri görünce zıplamış kaçmış diyebilir.
zaten Tokat'ta kaç kişi bukalemun besliyordur ki ?
o benimdi ahan da bak evdeki teşkilatı da böyle diye ispatlayabilir.
bu arada market sahibi mandalinaların üzerine bukalemun çıkabilir tabelası koymuş.
deniz canavarı efsanelerinin nereden çıktığı belli oldu.
bu balık boy olarak 11 metreyi bulabiliyormuş.
yüzlerce kilo ağırlığa ulaşabiliyormuş.
derinlerde yaşadığı için pek bilinmeyen bu balık aslında sadece planktonlarla beslenen bir balıkmış.
yüzeyde görülmeye başladığında bunu deprem ya da tsunami belirtisi olarak görüyorlarmış.
adam tüplü dalış yaparken kader bu ya
denizin altında
kuyruğundan bağlanmış ve yavrusuyla beraber bir çitin arkasına kapatılmış bir dugonga rastlıyor.
nasıl bir çaresizlik,
okyanusun tenha bir yerinde, derinlerde, insanlar tarafından zincire vurulmak...
adam çok şaşırmış, hemen görüntülerini almış, önce paylaşıp bir kamuoyu oluşturmuş ve
anne ile yavruyu iplerini kesip çitlerini yıkarak özgürlüğe kavuşturmuş.
balıkçılar artık her ne içinse anne ile yavruyu tutsak etmişlermiş.
| 1. | ![]() |
yazman47 |
| 2. | ![]() |
Seval88 |
| 3. | ![]() |
semraa-91 |
| 4. | ![]() |
KenaAn MuTLu |
| 5. | ![]() |
burgulukalpler |
| 6. | ![]() |
BALYOZ1960 |
| Takip edilen yazar yok. |
her iki yeri de ziyaret ettik.
çok küçükmüş yaşları, ne olmuştu ki ? diye sordum.
birini gösterdi: apandisit, dedi. Zamanında anlayıp doktora götüremediler.
diğeri ?
Gıda zehirlenmesi...
Dünya hakkında biraz fikir sahibi olup aceleyle geçip gittiler.
biri dokuz diğeri on iki yaşında.
ulu çama bakıyorum.
Ben çocukken genç bir karaçamdı.
o zaman altında oturup dua etmek için bir de briket taşı vardı diye hatırlıyorum.
O kadar ıssız, asude.
Şimdi çam, ulu bir ağaca dönüşmüş.
bak size söylüyorum benim yerim burası, dedim.
Saçmalama be dediler.
Seni buraya kadar taşıyamayız.
Hııı o zaman ben de sıkı bir diyetle zargana gibi olurum bir yolunu mutlaka bulmaya çalışırım.
mezarları Temizledik.
Bir baş tarafta bir de ayak tarafında kara taştan işaret taşları var.
Başka hiçbir şey yok, isim yok tarih yok...
Tam olması gerektiği gibi, tam istediği gibi diye düşündüm.
elindeki bastonuyla gösteriyordu: Beni buraya gömün, tam şuraya dedenin ayaklığına.
Zaten küçücüktü. Küçücük bir mesafe.
dedi ki: Kapının önüne çam dikilmez, ev virane kalır.
Ne mantıksız bir şey niye böyle acaba ? diye düşündüm.
Bak görmüyor musun o evi, deyip işaret etti.
Virane işte.
Kapısında kocaman bir çam ağacı.
Belki çam kolay yanan bir ağaçtır. Risklidir diye o zamanlar öyle söylemişler.
Mesela tutsam çok uzaklardan bir okaliptüs getirsem ona da uğursuz mu diyecekler ?
Demeyecekler çünkü pek de tanıdıkları bir ağaç değil.
| İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2025 MN Yazılım |
