Türkiye'nin memur portalı

Eskiden dolmuşa verilen isim. İlk duyduğumda çocuktum ve yaşlı bir amcadan duymuştum. Ne diyor bu adam diye korkmuştum. Kapıp kaçan birşey canlanmıştı kafamda.

Türkiye'de pek çok aileyi çok zor durumda bırakan, kapı kapı dolaştıran, milletin eline baktıran, yalvartan , söz konusu çocukları olduğu için her şeyi göze aldıran bir hastalık.

Son dakika... Mahkeme dur dedi! Kazanan Yiğit oldu

Son dakika haberlere göre, Tezcan çiftinin SMA hastası bebekleri için yurt dışından temin edeceği ilacın Türkiye'ye girişine izin verilmedi. Dava açan aileyi haklı bulan mahkeme ise ilacın getirilmesini engelleyen düzenlemenin yürütmesini durdurdu.

Düzce'de ikamet eden Fikri ve Serpil Tezcan çiftinin 15 aylık bebekleri Yiğit Tezcan'a, henüz 60 günlükken Tip 1-SMA (Spinal Müsküler Atrofi) hastalığı tanısı konuldu. Çift, evlatlarının yaşama tutunması için Amerika'da tek dozu 2.5 milyon dolara uygulanan Zolgensma isimli SMA ilacını denemek istedi. Baba Fikri Tezcan, söz konusu ilacı üreten firmanın CEO'suna ulaşıp 730 bin dolara temin için anlaşmaya vardı. Ancak bu süreçte aile, ilacın Türkiye'ye getirilip uygulanması için Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'ndan (TİTCK) izin alınması gerektiğini öğrendi. Bunun üzerine reçeteyle kuruma başvuru yapıldı ancak TİTCK, yasal sürede bu başvuruya yanıt vermedi. Zımni ret olarak kabul edilen bu işlemi yargıya taşıyan Tezcan ailesinin ilaç mücadelesi, 27 Kasım'da Ankara 11.İdare Mahkemesi'nin kararıyla mutlu sona ulaştı. ( Milliyet, Mert İnan )

Yukarıda paylaştığım haber birkaç gündür bazı haber kanallarında gündeme getirilen bir haber. İnşallah hızlı bir şekilde yeni gelişmelere öncü olur.

çok değil şöyle bir 200 yıl kadar geriye doğru ışınlasan hayatta kalmayı başaramayacak insan grubudur.

ilaç fabrikaları kurulmadan önce insanların patır patır döküldüğüne inanmaktadır. Önceden pek de kazanç kapısı olarak görülmeyen otacılığın sanayiye evrilerek dev bir canavar haline gelmesi umurlarında değildir.

Hala SMA hastası çocukları için yalvaran aileler var, kimsenin duyduğu yok , tedavi için korkunç bedeller talep ediliyor, ilacı getirtmek için onay çıkmıyor.

Beton gibi renklerine , gereksiz ağırlıklarına ve biçimsizliklerine rağmen kimilerice çok sevilen ve satın alınan kulplu bardaklardır. ben olsam onları kaktüs saksısı yaparım.

Türkiye özel bölümü üzerinden birşeyler yazayım dediğim tüm dünyanın tanıdığı hayatta kalma taktikleri uzmanı...

Yalan yok adamın programının her bir bölümünü büyük bir keyifle izliyoruz.

Türkiye bölümünde mevzuya çöllerle kaplı ve depremlerle sarsılan topraklar diye başladı. Aşağıya bakıyorum dağlık bir bölge. Bir de buzul gölü görünüyor. Dur bakalım ne çıkacak.

Ya bu adam ne yapmış yaa Kaçkarlardan başlamış , ben deremi tanımaz mıyım adım gibi eminim bizim dağın gölleri , ormanları, dereleri demek ki Fırtına Vadisinde çekim yapmışlar. 16.23 dakikadan itibaren ise adam Orta Anadolu'ya ışınlanmış. Bütün dünya yiyebilir ama biz yemeyiz. Hobaaa sıra Nevşehirde.

Aşağıda yorumlar o biçim. Nasıl olur da Anadoluda aç kalır kertenkele, kurbağa, sülük yersin. Senin bütün ekibi beslerdi bu millet. Bulduğu keçi leşlerinden girmişler, flash tv oyunculuğundan çıkmışlar. Keşke heç gelmeyeydin bu topraklara Bear , arada yediğin ilginç şeyler haricinde vahşi toprak tanımlamaların fos çıktı.

Biri de şey demiş : Ben de asgari ücretle şehirde yaşamaya çalışacak sandımıdı...