![]() Türkiye'nin memur portalı |
|
![]() |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
||||||
|
||||||||
eh, çölün ortası, deniz bilem yok diye kendimizi avutmayalım efendim.
nil kenarı her dem bahar, efil efil, püfür püfür, taze bahar havası ruhuna dolar, baygın çiçek kokuları her yanı kaplar, kayıklar, gemiler nil üzerinde nazlı nazlı süzülür. ne güzel kumlar sıcacık, iklim mutedil, ateşi ancak yemek pişirmek için ya da maden işlemek için kullanırsın.
yalnız o dönemde de edepsizlik varmış.
özellikle kadınlara karşı fütursuz davranılıyormuş.
nil kenarına inen kadınlara miyavlama sesi çıkarıyor, ıslık çalıyor ya da bazı uzuvlarını rahatlıkla gösterebiliyorlarmış. pek bir yaptırımla da karşılaşmıyorlarmış.
eh kadınlar da tekinsiz yerlere gitmeyiveriyorlardı herhalde. evlerinin kıyısından ayaklarını sokup serinliyorlardı diye tahmin ediyorum.
bir cezalandırma yöntemi olarak el kesmek, el ve ayakları çaprazlama kesmek gibi uygulamaları yaygınmış.
hatta bununla ilgili sırf ellerden oluşan bir mezarlık bulunmuş.
( Mısır'da bulunan 12 kesik el )
eller, Tell el Daba'daki bir sarayın avlusunda bulunmuş. ( Hyksos sarayı bahçesi )
ellerin 11 i erkeklere 1 tanesi ise bir kadına aitmiş.
İnsanın aklına doğrudan sihirbazları getiren bir uygulama.
bunun haricinde burada yazamayacağım kadar tuhaf tıbbi buluşları ve tedavi yöntemleri de varmış.
modern tıp, modern tıptır ama eski zamanlarda başka başka tıp türleri de vardı.
yanlış anlamadıysam iç parazitleriyle barışık bir hayatları varmış ve durumlarını çok farklı yorumluyorlarmış.
mumyalama işi çok pahalı bir işmiş.
şöyle örnek verecek olursak:
günümüzde komple ağız yaptırıp
bir ferrariyi ( abarttım ) ağzın içine gömmek gibi.
son sistem, doğal görünümlü porselen diş gibi detaylar.
ölmeme konusuna kafayı takan zenginler varmış o dönemde.
ölmek istemiyor, sonsuza kadar yüksek serin taş binalar, gölge yapan pahalı kumaşlar, kuş tüyü yelpazeler eşliğinde yaşamak istiyorlarmış.
altın tabaklar içindeki lezzetli meyvelerden yemek istiyorlarmış.
hakikaten piramitlerin ve tapınakların günümüzdeki hali insanı cezbetmiyor.
Allah'tan herhangi birinin aklına gerçek ortamlarını canlandırmak gelmiyor.
gelse paralize oluruz Allah korusun.
bir de şu var:
kadınlar ceplerinde arpa ve buğday taşıyor gebelik testlerini bu hububatla yapıyorlarmış.
mısırlılar gözlemci ve meraklı insanlar olduklarından şeyi keşfetmişler:
hamile kadınların idrarlarının çimlenme ve filizlenmeyi hızlandırdığını...
bu yöntemi kullanarak hamile olup olmadıklarını kestirmeye çalışıyorlarmış.
bu mevzu yakın geçmişte önce inandırıcı bulunmamış fakat sonra günümüz koşullarında yeniden incelenmiş.
gerçekten de hamile idrarında bulunan Betahcg nin ( galiba bir tür protein senteziymiş )
gonadotropin koryonik hormon plasenta tarafından üretilen destekleyici bir hormonmuş.
herhalde ellerinin altındaki çiftlik hayvanlarının durumları bunu keşfetmelerinde rol almıştır.
neyse bu konuda mısırlılar çok isabetli sonuçlara ulaşıyorlarmış.
yalnız arpa ve buğdayı cinsiyet belirleme amaçlı kullanmaya çalışınca baltayı taşa vurmuşlar.
çünkü arpa ile buğdayın bu konuda bir işlevi yokmuş.
tabi o zamanlar çin takvimi de çok uzaklarda olduğundan...
| 1. | ![]() |
yazman47 |
| 2. | ![]() |
Seval88 |
| 3. | ![]() |
semraa-91 |
| 4. | ![]() |
KenaAn MuTLu |
| 5. | ![]() |
burgulukalpler |
| 6. | ![]() |
BALYOZ1960 |
| Takip edilen yazar yok. |
| İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2025 MN Yazılım |
