Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Yanlış yazılmış başlığın altından yazmaya devam edeyim.
Bir başlık daha var antarktika şeklinde.
Kışın kıtada çalışma yapılmıyormuş.
Çalışmalar yazın yapılıyormuş. Tabi güney kutbunun yazına göre.
Dünyanın en devasa dalgaları buradaymış.
Atlantik ve pasifik okyanusu dalgaları burada sürekli olarak, önü kesilmeden çalkalanıyormuş.
Şiddetli rüzgarlar bölgeye hakimmiş.
Araştırma istasyonuna gemiyle ulaşım sağlanıyormuş.
Güverteye çıkmak yasak, çıkılacaksa izin alınıyor, tek başına çıkılmıyor, can yeleği takılması zorunlu...
Koşulların zorluğunu anlatmak için hocalar deneyimlerini paylaşmışlar.
Hepsi de zorlu deneyimler.
Bölgeye her yıl yaklaşık 50.000 turist götürülüyormuş.
Maliyeti çok yüksek herkes bunu karşılayamıyor.
Dağcılık, sörf faaliyetleri, yürüyüş, hayvanların fotoğraflarının çekilmesi vs. gibi aktivitelere sınırlı sürede izin veriliyormuş.
Bölgede krill adı verilen küçücük karides benzeri canlılar varmış.
Bölgede beslenmek için avlanan kambur balinalar bunlardan tonlarca avlıyormuş.
Ekibimiz iki tür çiçekli bitki keşfetmiş ve özel koşullarda türkiye'ye getirmiş.
Bitkiler kıtada minicikmiş.
Artık orada bir üssümüz var ve çalışmalar birkaç yıldır devam ediyormuş.
ulaşımın ne kadar güç olduğunu da programda anlattılar.
Hava yoluyla en az 4 sefer yapmak gerekiyor. 36 saat uçuşa denk geliyor, Türkiye'den.
uğurlugiller
kaynanalar
kuruntu ailesi
Arada bir dizi vardı bayılıyordum. İstasyondaki pastane. Bütün sitcomlardan eski. Hepsinden güzel.
Daha sonra
Perihan Abla
Baba evi
Süper baba
Bizimkiler
Sonra
İstanbul 7 tepe
Şaşıfelek çıkmazı ( Galiba en sevdiğim dizi buydu. Fikret Kuşkan ve Ruhi Sarı'ya inanamazsınız. )
7 numara
Sonra sitcom dönemi
Çocuklar Duymasın
Dadı
Ayrılsak da beraberiz
Gülşen Abi
Sonrasını bilmiyorum. Bende film koptu.
Biraz kadın isimli diziyi takip ediyordum o kadar.
Uzun yıllar önce bir kere yaşamıştım.
Bir daha da yaşamadım.
Üniversiteye hazırlık dönemiydi.
Aylarca evden hatta odamızdan çıkmadan çalışıyor , test çözüyorduk.
Bir gün dışarı çıkmam gerekti.
Çok da ters bir saatti açıkçası.
Erkenden çıksam ya da kalabalık akşam saatleri olsa böyle bir şey yaşamazdım eminim.
Ortalığın çok sessiz ve tenha, havanın aşırı sıcak olduğu bir saatti.
Sanki bir nükleer patlama olmuş ve tüm canlılar etraftan yok olmuştu. Ya da bana öyle geldi çünkü yaprak bile kıpırdamıyordu.
Yaşadığım korku hissi nedeniyle titremeye başladığımı hatırlıyorum.
Açıklanacak bir durum değil.
İnsanın beyninin zembereği boşalıyor.
Kötü bir şey olacak, ne yapacaksın şimdi diye beynin bas bas bağırıyor.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
bakalım nasıl tanımlanmış ?
Gurur: "kişinin, sahip olduğunu düşündüğü şeylerle, yine sadece kendi kendini oyalaması " olarak tanımlanmış.
Kibir: "Kişinin kendini büyük, başkalarını küçük görmesi. "olarak tanımlanmış.
arada küçük bir fark var.
birinde kendi kendine sevinme
diğerinde başkalarıyla kıyaslama durumu var.
atalarla övünme
ait olduğu sosyal grubun kalabalıklığıyla övünme
statüyle övünme
malının çokluğuyla övünme
çocukların sayısıyla, çocukların başarısıyla övünme
üstsoyun başarılarıyla övünme
gibi örnekler sayılıp dökülmüş.
Konuyla ilgili olarak
Hucurat suresi 13. ayet ile ilgili uyarı yapılmış.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |