Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
son dönem çekilen yamyamlık filmlerinden biri.
Film izlendikten sonra insanlar etyemez olmaya rahatlıkla karar verebilir.
Zaten o yönde bir amaçla çekilmiş gibi duruyor film.
Oyunculuklar berbat.
Başroldeki yamyam arkadaşımız karakteri tam olarak ortaya koyamamış.
Gerçekçi bir yamyam profili çizmiyor.
Yine de itici bir karakter ortaya çıkarmayı başarmış o ayrı konu.
bir de bu yapımlarda teknolojinin son olanakları olabildiğince filmlere dahil ediliyor.
Akıllı telefon uygulamaları, tinder, konum bildirme, resim paylaşma, paylaşılan resmi googlelama , stalklama, yüz tarama vs. aklınıza ne gelirse...
bizim dönemimizin öğrencilik hali.
"kılıksızlık" genel prensipti.
Modamızın adı: "Ne bulursan giy" modasıydı.
Yüzde 99.9 jean pantolon ceketlerle ve basic tişörtlerle öğrencilik serüvenimizi noktalamışızdır.
Yalnız şöyle bir durumumuz vardı:
90 lı yıllarda evet hazır giyim şimdiki gibiydi ama bu kadar markalaşma ve tekelleşme yoktu.
Herhangi bir markası olmayan ve rahat kalıplı pek çok ürünü alternatif mağazalarda, giyim depolarında,
outlet mağazalarda çok rahat bulabiliyorduk.
Kalıp sıkıntısı da yoktu.
Hepimiz trapez sanatçısı gibi gezmiyorduk ortalıkta.
Bir de kumaşlar bu kadar sentetik değildi.
şu anda plastiği adeta giyiyoruz.
o zamanlar pamukluya, yünlüye ulaşmak da bu kadar zor değildi.
Sentetik kumaşlardan tiksindiğim için "kılıksız" denmesine razı olarak modayı takip etmeyi halen reddediyorum.
dolapta ise 20 yıllık ama daha sağlıklı kıyafetler var.
Hiç de oturup tasarladığımı hatırlamıyorum.
Çoğunluğun da böyle yaptığını düşünüyorum.
Tavsiyem şu olabilir:
Keyfiniz yerinde değilse kimseyle buluşmayın.
Olabildiğince pozitifseniz ilk buluşmada güler yüzlü olun.
Her şeye rağmen neşeli olun.
duruşmaya çıkar gibi gerilmeyin.
Başka bir şeye gerek yok.
Genellikle yaradılışları The Big Bang theory'deki Slehdon Cooper gibi olan insanlar ki bu kategoriye giriyorum, geçmiş olsun deyince geçmeyeceğini çok yaşa deyince çok yaşanmayacağını düşündükleri için bu alışkanlık olmuş sözleri sarf etmek onlar için angarya gibi gelir. bir tür sosyal baskı ile anlamsızlık arasında bocalayıp dururlar. söyleyince de kendi samimiyetlerini sorgulamaya başlarlar.
evet iyi niyetliyim ya da nezaketen iyi niyetli gibi görünmeye çalışıyorum ama bu konuda ne kadar başarılı oldum ?
Aynı şekilde kendilerine nasılsın ? diye sorulduğunda tereddüt ederler.
İyiyim demeli miyim ?
İyiyim dersem kendimi kandırmış olur muyum ?
Benden bu cevap mı bekleniyor ?
Yoksa uzun uzun o anki haleti ruhiyemi açıklamalı mıyım ?
Bu çok da düzgün görünmeyen fikir alışverişine daha kaç yıl katlanmam gerekiyor ?
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
birincisi fotoğraf istiyoruz.
İkincisi düz kadife eminim daha güzel olmuştur.
Umarım siyah kadifedir ama öbürleri de güzel olur.
Üçüncüsü kadifeye en çok gümüş ya da altın ( sırma, işleme, sutaşı, metal vs. ) yakışır.
tabi koyu renkse
yaşlandım,
benim için hala korkulan bir şey.
işimde gücümde olamam.
iş icat etmem lazım.
orada ve burada.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |