Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
1000 yıllık oldukları tahmin ediliyormuş.
Kapadokya sınırları içinde sayılan Aksaray ilinde bulunmuşlar.
sergilenen mumya sayısı 13 fakat aynı mumyalardan geçmişte yüzlercesinin bulunduğu iddia ediliyor.
mumyalar çanlı kilise adı verilen bölgedeki tarihi kilise kalıntılarında bulunmuş.
mumyalarla ilgili merak uyandıran detaylar var.
bebek mumyalarında anatomik orantısızlıklar.
bedenlerin 0-2 yaş arası bebeklere ait olup kafataslarının, el ve ayakların bir bebeğinkine kıyasla oldukça büyük olması.
göz çukurlarının olması gerekenden çok daha büyük olması.
doğumsal bir anomali olma ihtimali ( Hidrosefali vs. ) el ve ayakların büyük olması nedeniyle pek olası görünmüyormuş.
bebekler 0-2 yaş arası olarak tanımlandığı için büyüme hormonları henüz devrede olmadığından kafanın büyüklüğü el ve ayakların büyüklüğü, tırnakların anormal derecede uzun olması cücelikle de açıklanamıyor.
kısacası mumyaların adli tıp uzmanları tarafından detaylı olarak incelenmesi gerekiyormuş.
farklı ve eski çağlarda yaşamış daha küçük bir insan türü mü,
anomali ile doğmuş çok sayıda bebeğin gömülü olduğu bir toplu mezar mı,
yoksa sadece mumyalama tekniği yüzünden bir yanlış anlama mı var,
genetik yapıları nasıl
radyasyona maruz kalınmış mı, herhangi bir toksik etkiye maruz bırakılmışlar mı ?
bunların anlaşılabilmesi için analizlerinin yapılması gerekiyormuş.
Belki de yapıldığı fakat kamuoyunun aydınlatılmadığı belirtiliyor.
kısacası bu konuda bir bilgimiz yok.
bunun yanı sıra tarihte bilinen ilk beyin ameliyatı da aksaray'da yapılmış.
kafatasının arkasında son derece düzgün kenarlı ve yuvarlak bir delik açılan kadının ameliyattan sonra 2 ay daha yaşadığı yapılan analizlerle belirlenmiş.
uzmanlar böylesine düzgün ve beyne zarar vermeyen bir deliğin o günün teknolojisiyle mümkün olmadığını belirtiyorlar.
özetle Anadolu arkeoloji araştırmaları ile tarih yeniden ve çok daha geriye doğru yazılabilecek gibi görünüyor.
bilinen tarih çok çok daha eski çağlarda daha ileri bir teknolojiyle başlamış olabilir.
düşündüm de acaba geçen onlarca yıl ve belki de volkanik hareketler nedeniyle aslında yer altında olmayan bu şehirler zamanla yeraltında kalmış olabilir mi ? havalandırma delikleri de belki başka amaçla kullanılıyordu.
aslında bu çok düşük bir olasılık.
aklıma her seferinde ilk gelen o dönemin iklim koşullarının çok zorlayıcı olduğu.
ikinci kuvvetli olasılık ise salgın hastalıkları anlamlandıramayıp onlardan kaçma amacı. bir çeşit karantina bölgesi.
ya da yırtıcı hayvanların kontrol edilemez derecede fazla olduğu bir ortam insanları yer altına sığınmaya itmiş.
bu şehirlerin katlarından örnekler alınıp her bir katın arasındaki yaş farkı hesaplanabilir mi acaba ?
Occam'ın usturası:
döneminin kilisesi tarafından lanetlenmiş oscham adlı ingiliz filozof tarafından ortaya atılan basitlik ilkesi.
bir meseleyi çözmek için iki yaklaşım varsa basit olan yaklaşım tercih edilmelidir.
Bir olgunun açıklanması mümkün olan en az varsayıma dayanmalıdır.
evrenin gizemli konuları çözülmeye çalışılırken günümüze kadar bu prensip göz önünde bulundurulmaya çalışılmış.
Anadolu'nun çeşitli yerlerinde bulunan yeraltı şehirlerinin sırları da bu yaklaşımla çözülmeye çalışılıyor.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
birincisi fotoğraf istiyoruz.
İkincisi düz kadife eminim daha güzel olmuştur.
Umarım siyah kadifedir ama öbürleri de güzel olur.
Üçüncüsü kadifeye en çok gümüş ya da altın ( sırma, işleme, sutaşı, metal vs. ) yakışır.
tabi koyu renkse
yaşlandım,
benim için hala korkulan bir şey.
işimde gücümde olamam.
iş icat etmem lazım.
orada ve burada.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |