Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
dikenli değildi ama çıkmayı göze alamadım.
sonra "erik ağacından düşmüş ölmüş." diye milletin diline dolanır rezil olurdum.
alçakta olanları gelen geçen toplamış yemiş.
kalanlar da olgunlaşıp kendiliğinden dökülüp çürümüş.
tepedekiler ise "he he buradayız gelebilsene, alabilsene!" der gibi parlıyor.
ben de düşündüm düşündüm.
sonra kış uykusundan uyanmış bir ayı gibi ağacı sallamaya başladım.
patır patır kafamdan aşağıya erikler döküldü.
sonra onları topladım.
yemediğim halde topladım.
insanoğlu hakikaten açgözlü bir mahluk.
kaynayan sütün başında bekliyorum.
yanardağ gibi kabarıp kabarıp inen fokurdayan süte bakarken bu oluşumun içinde hala hayatta kalabilen bir
virüs varsa uzaya yollamak , mars'a yerleştirmek lazım diye düşünüyorum.
yok yahu mümkün değil.
nasıl bir virüsmüş ti yarım saat kaynayan sütün içinden sağ çıkıyor.
tencere üzerime devrilse ciyak ciyak bağırır büyük ihtimalle ölürüm.
bence kaynatmak da, tuzlamak da, güneşte kurutmak da kısmen dondurmak da gayet yeterli.
ara sıra aklıma garip garip şeyler geliyor.
mesela Rusya'da bir ağacın altında uyurken ağzından yılan girip midesine inen sonra anestezi ile midesindeki yılan çıkarılan kadını düşünüyordum.
Bir insan nasıl olur da bunu anlayamaz diyordum.
Ta ki düne kadar.
Güneş tam tepedeydi ve o kadar sıkı çalıştık ki yorgunluktan kendimi otların ve dikenlerin üzerine bıraktım.
Aklıma ne yılan geldi, ne çekirge, ne böcek...
Gökyüzünü izlemeye başladım.
Ama kafam nasıl güzel oldu anlatamam.
Bir anda hayatı kavramışsın gibi güzel pırıl pırıl bir kafa.
dedim ki:
şimdi şurada uyuyakalsam bir yılan gelse herhalde üzerimden kayıp gider.
eğer ağzım açık uyursam belki ağzımdan içeri girmeyi de deneyebilir.
Sonra hafiften bir rüzgar esti.
ağaçlar sağa sola dalgalanmaya başladı.
ve serin serviler altında kalan kabrinde, her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter.
neyse, işler yoluna girince insan mutlu oluyor haliyle.
işin ne olduğu bence önemli değil.
bazılarına göre önemli.
hava o kadar sıcaktı ki geceleyin artık döşeği atıp çakalların, domuzların, gelinciklerin arasında bir uyku çekmeyi bile düşündüm.
kamikaze gibi saldıran incecik sinekler haricinde saldırgan bir canlı türüne de rastlamadım.
yanmış domatesleri kurtarma operasyonu, sulama, ayıklama, temizleme derken zaman geçti.
Sadece yemek yerken elimle ağzım arasındaki koordinasyon biraz bozulmuştu ama sonra düzeldi.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
birincisi fotoğraf istiyoruz.
İkincisi düz kadife eminim daha güzel olmuştur.
Umarım siyah kadifedir ama öbürleri de güzel olur.
Üçüncüsü kadifeye en çok gümüş ya da altın ( sırma, işleme, sutaşı, metal vs. ) yakışır.
tabi koyu renkse
yaşlandım,
benim için hala korkulan bir şey.
işimde gücümde olamam.
iş icat etmem lazım.
orada ve burada.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |