Türkiye'nin memur portalı

Zamanın birinde Seda Sayan, Okan Bayülgen'in programına konuk olmuştu.

İki farklı ünlü profili bir arada.

Diyaloglarını izliyorum.

İkisi de hazırcevap ve uyanık.

Bir konuk telefonla programa bağlandı.

Seda Sayan telefona cevap verdi.

"Hoşgeldin annemm, hoşgeldin bebeğimmm" tarzı bir girizgah yaptı.

Okan Bayülgen boş durur mu :

"Ya bırak bu yetiş bacım ağızlarını." diye Seda Sayan'a takıldı.

Anında:

"Bu Yetiş Bacım değil ki, Sabah sabah Seda Sayan bu" cevabını aldı tabi.

Aynı diyaloglar Mehmet Ali Erbil le Hülya Avşar arasında da geçiyordu.

Zaga ile Memedali Beyin programına giden gardını alıp gidiyordu diye tahmin ediyorum.

80 milyonun önünde şapa oturma riskine karşılık.

Şimdiden ortalık kan gölüne döndü.

Klişe bir konu seçilmiş ama vaziyetleri çok güzel özetliyor.

insan tabiatı hangi yönde karar alır?

Kaç farklı insan karakteri var ?

Tercihlerimiz bize uzun ve kısa vadede nasıl döner ?

Acı çekmek mi , acı çektirmek mi ?

Yaşamak için öldürmeyi tercih eder misin ?

Ahlaki prensiplerinin sınırları nereye kadar dayanıyor ?

Mutlak otoritenin ahlaki prensipleri yoksa nasıl vaziyet alırsın ?

Çıkarlarını mı, yok olmayı mı tercih edersin ?

Şiddet seviyesi yüksek ama lise talebelerinin bile deli gibi izlemeyi tercih ettiği bir kore dizisi olmuş.

Novosbirsk bölgesinde yüzlerce kuzgun ölüsü gökyüzünden yere yağmış.

Her taraf kuş ölüleriyle doluymuş.

Halk korku içindeymiş.

Sebebi araştırılıyormuş.

Hava olayı mı, salgın hastalık mı, kimyasal bir olay mı, 5 G mi diye tartışılıyor.

Örnekler toplanmış ve incelemeye alınmış.

Yüreğime indiren uygulamalarla kutlanan hafta.

Bir yol bulsanız da millet yerinden hoplayıp endişelenmese ne olurdu ya.

Bu gidişle birilerine inme inecek, birileri anksiyete geçirecek, herkes telefonlara sarılıp evini mevini arayacak.

Dünyanın, bizim tanımlamamızla batıdan doğuya doğru yani güneşe doğru, güneşe ulaşmak ister gibi dönmesini, saatte 1670 kilometre olarak derecelendirmişiz. Yalnız bu derecelendirmeyi en uzun mesafe olan ekvatoru baz alarak yapmışız. Ekvatorda dünyanın dönüş hızı daha yüksek. Yani bir saatte güneşin önünden geçen mesafe 1670 kilometre.

Ayrıca yapılan ölçümlerle dünyanın yörüngesel hızının değişken olduğu tespit edilmiş.

Yani dünyanın hızı olarak verilen rakam aslında ortalama bir rakam.

Dönüş hızını etkileyen uzay içinde pek çok faktör varmış.

Uzayda sürtünme sıfır değilmiş bir kere,

Çeşitli partiküller varmış boşlukta.

sonra gök taşları, yeryüzündeki değişiklikler, ayın çekim etkisi vs. gibi faktörleri hesaplamak gerekiyor.

Tabi ki yerküremizle birlikte atmosferi de dönüş halinde.

Yerkürenin çekim gücü dönüş hızından çok çok daha fazla olduğundan uzay boşluğuna doğru savrulmuyoruz.

Dünya birdenbire durursa, etrafında onunla birlikte dönen atmosfer durmayacağı için yeryüzünde bir tür kıyamet kopar.

Yer kabuğu üzerindeki her şey yüzeyden koparak büyük bir hızla doğuya doğru savrulur.

Bir tür kasırga gibi.

Dünya üzerindeki tüm denizler ve okyanuslar yerlerinden çıkarak yine doğuya doğru büyük dalgalar halinde yöneleceğinden tüm şehirler, karalar sular altında kalır.

Çok şiddetli rüzgarlar esip rüzgarların hızı saatte 2000 kilometreye ulaşabilirmiş.

Yerkürenin kara ve deniz dağılımında önemli değişiklikler olurmuş.

Bu ani duruş çekirdeğin momentumunu da etkileyeceğinden volkanik patlamaları ve büyük depremleri tetiklermiş.

Dönüş hareketi durduğu için zamanla dünyanın geoid olan şekli tam küreye dönüşürmüş.

Sürekli aynı yüzü güneşe dönük diğer kısmı karanlık olduğu için canlılar yer altına çekilebilirmiş.

Dünya güneşten gelen radyasyon tehlikesine daha açık hale gelir, zamanla da ayın gitgide yavaşlayarak dünyaya çarpma durumu oluşurmuş.

Not: Hani durdurun dünyayı inecek var diyoruz ya, durması pek iyi sonuçlar doğurmuyor. Dünyadan inme gibi bir şansımız da yok. Takılmaya devam.