Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Anladığım kadarıyla vanalara dokunmadan sadece cihazları kapatıyoruz ve sayaçta değişiklik olup olmadığını kontrol ediyoruz diyeceğim başlık. Herhalde bir de menfezlerin açık olup olmadığının, temiz hava dolaşımının olup olmadığını da kontrol etmek gerekiyor. Özellikle de alt katlarda bulunan dairelerde.
Anakondalar en büyük yılan türüymüş. Boagillerdenmiş. Biz küçükken pitondan büyük yılan olduğunu bilmezdik. Anakonda yavruları yumurtadan çıkmazmış. Anakondalar Doğurarak ürerlermiş. Yumurtalar anne karnında büyürmüş. Bir doğum videosu da var nette. Yavrularının en büyük düşmanı timsahlarmış. 100 adet yumurtlayabilen bir anakondanın yaklaşık 70-80 yumurtası gelişimini tamamlayıp yavruya dönüşebiliyormuş. Bebek dediğime bakmayın her bebek anakondanın boyu yaklaşık 1 metre.
Yeşil anakonda, iguazu anakondası, nehir anakondası gibi çeşitli türleri varmış. Brezilya, Venezuela gibi Amazon ormanlarının bulunduğu coğrafyalarda yaşıyor.
Boyları 10 metreye kadar ulaşabiliyormuş. Yakın zamanda 16 metre boyunda bir tanesi yakalanmış. Yaşamları boyunca büyümeye devam ettikleri için 20 metre uzunluğa ve 500 kg. ağırlığa ulaşma ihtimalleri bile varmış.
Zehirli değiller fakat avlarını sıkarak ve boğarak öldürüyorlar. Isırma olasılıkları da varmış. Kendi istekleriyle bırakmaları haricinde avlarının bu basınçtan kaçarak kurtulabilmeleri mümkün değildir. Yetişkin bir timsahı ya da boğayı rahatlıkla yutabilecek kapasiteye sahipler.
Güney Amerika'daki ismi matataroymuş. Yani boğa öldüren.
Bulanık ve bataklık sularda pusu kurarak avlanıyorlarmış. Mükemmel birer dalıcı ve yüzücüymüşler. Bataklıklarda ve su kenarlarında yaşıyorlarmış. Cüsselerinden beklenmeyecek kadar hareketliymişler. Suyun altında 10 dakika kalabiliyorlarmış. Bu hayvanlar ağaç tepelerine de çıkabiliyorlarmış.
Eskiden üzeri bantlı tahta terlikler vardı. Takoz gibiydi ve kayıp düşüp kafanızı kırma ihtimali içerirdi. Onlara tokyo diyorlardı. bu tokyoların arkadaşı bir de peştemallar olurdu. Hala Denizli'de üretiliyor rengarenk ne güzel. Herhalde japonların geleneksel terliklerine benzediği için tokyo diyorlardı. burnuma odun ateşiyle yanan, termosifonlu, buharlı, beyaz sabunlu , tantanalı hafta sonu banyo saati geldi.
Not: Tokyo'ya hiç gitmeyen birinin tokyo yorumu.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
birincisi fotoğraf istiyoruz.
İkincisi düz kadife eminim daha güzel olmuştur.
Umarım siyah kadifedir ama öbürleri de güzel olur.
Üçüncüsü kadifeye en çok gümüş ya da altın ( sırma, işleme, sutaşı, metal vs. ) yakışır.
tabi koyu renkse
yaşlandım,
benim için hala korkulan bir şey.
işimde gücümde olamam.
iş icat etmem lazım.
orada ve burada.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |