![]() Türkiye'nin memur portalı |
|
![]() |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
||||||
|
||||||||
pekala şüphelenilmesi durumunda ne takip edilmeli ?
sersemlik, odaklanma zorluğu, cümle kurma zorluğu, yabancılaşma, zaman algısı değişimi, çarpıntı, ateş basması, üşüme, bulantı, ellerde titreme, dengesizlik, anlamsız gülme ya da huzursuzluk, halüsinasyon, bayılacak gibi hissetme, göğüs ağırıs, kusma, nefes darlığı....
tavsiyeler: ortamdan ayrıl, su iç, yalnız kalma ve güvenli birine ulaş, sağlık desteği al.
psikolojik mi dış etken mi: psikolojikse kaygı-panik düşünce ile başlar. diğerinde önce bedende başlar , düşünce sonra gelir.
ayrıca değişken olmakla birlikte sıcaklık, ya da kısa süreli sıcak madde ile temas etken maddeleri çoğu kez ortadan kaldırmayabiliyormuş. çözünme ve etkiyi kaybetme olasılığı bulunmasına karşılık çoğu kez böyle olmayabilirmiş.
Yollar icat edilmedi keşfedildi...
bakalım nasıl keşfedilmiş ?
hayvanların nasıl hareket ettiği, nereye yöneldiği incelenmiş.
yani hayvanlar şuradan göç ediyorsa oraya bakmak lazım denmiş.
temiz su kaynaklarına en kolay ulaşım nasıl olur diye kafa yormuşlar. Bu da bir tür yol olmuş.
vadilerde, geçitlerde elverişli noktalar araştırılmış.
Yani demişler ki: buradan daha önce geçilmiş. Ben de buradan geçeyim.
temel kriterleri şöyle belirlemişler: suya yakın olacak ama sel riski olmayacak ( sonuçta yolcuların su ihtiyacı var. ) mümkün olduğu kadar eğim az olacak. ( yuvarlanma riski var ) geçitler kullanılacak. ( henüz tünel teknolojisi yok ) savunulabilir olacak, güvenliği sağlanabilecek ( yoksa sakaltutanlar yolları kesebilir. )
işte bu nedenle modern otobanlar aslında antik yolların üzerine ya da yakınına inşa edilmişler.
modern teknolojiyle taramalar yapılıyormuş ve kayıp yollar yani zamanla izi yok olmuş yollar da bulunmaya çalışılıyormuş.
Japonya'dan omirilik felci hastaları için müjdeli haberler var.
Tokyo'daki Keio üniversitesinde yapılan araştırmada hastaların kendi yetişkin hücreleri yeniden programlanmış ve bu hücrelerden elde edilen nöral kök hücreler hasarlı omurilik bölgesine nakledilmiş.
Başarılı sonuçlar elde edilmiş.
Bu araştırmalar onaylanırsa ve olumlu sonuçlar alınırsa omurilik felçlileri için muazzam gelişmeler kapıda gibi görünüyor.
edebi metinlerden aklımda ferah, geniş, rahat yer gibi kalmış ama
aslında bir makam ismiymiş.
orijinali ise ise ferahefza imiş. Ferah- efza
yani farsçada: ferahlık arttırıcı.
yoksa ferahfeza ne olur ki diye düşünmüştüm. Yani uzay boşluğu çok mu ferahlık veriyor da böyle yorumlanmış demiştim.
nasıl bir makammış şimdi merak ettim.
örnek bulalım: dede efendi, ferahfeza mevlevi ayini. Aklıma şey geldi: Eskiden trt de osmanlı dönemi dizileri olurdu. Ahmet Özhan oynardı. Hacı Arif Bey'di galiba öyle bir dizi vardı. O dizinin müziklerini aklıma getirdi.
| 1. | ![]() |
yazman47 |
| 2. | ![]() |
Seval88 |
| 3. | ![]() |
semraa-91 |
| 4. | ![]() |
KenaAn MuTLu |
| 5. | ![]() |
burgulukalpler |
| 6. | ![]() |
BALYOZ1960 |
| Takip edilen yazar yok. |
her iki yeri de ziyaret ettik.
çok küçükmüş yaşları, ne olmuştu ki ? diye sordum.
birini gösterdi: apandisit, dedi. Zamanında anlayıp doktora götüremediler.
diğeri ?
Gıda zehirlenmesi...
Dünya hakkında biraz fikir sahibi olup aceleyle geçip gittiler.
biri dokuz diğeri on iki yaşında.
ulu çama bakıyorum.
Ben çocukken genç bir karaçamdı.
o zaman altında oturup dua etmek için bir de briket taşı vardı diye hatırlıyorum.
O kadar ıssız, asude.
Şimdi çam, ulu bir ağaca dönüşmüş.
bak size söylüyorum benim yerim burası, dedim.
Saçmalama be dediler.
Seni buraya kadar taşıyamayız.
Hııı o zaman ben de sıkı bir diyetle zargana gibi olurum bir yolunu mutlaka bulmaya çalışırım.
mezarları Temizledik.
Bir baş tarafta bir de ayak tarafında kara taştan işaret taşları var.
Başka hiçbir şey yok, isim yok tarih yok...
Tam olması gerektiği gibi, tam istediği gibi diye düşündüm.
elindeki bastonuyla gösteriyordu: Beni buraya gömün, tam şuraya dedenin ayaklığına.
Zaten küçücüktü. Küçücük bir mesafe.
dedi ki: Kapının önüne çam dikilmez, ev virane kalır.
Ne mantıksız bir şey niye böyle acaba ? diye düşündüm.
Bak görmüyor musun o evi, deyip işaret etti.
Virane işte.
Kapısında kocaman bir çam ağacı.
Belki çam kolay yanan bir ağaçtır. Risklidir diye o zamanlar öyle söylemişler.
Mesela tutsam çok uzaklardan bir okaliptüs getirsem ona da uğursuz mu diyecekler ?
Demeyecekler çünkü pek de tanıdıkları bir ağaç değil.
| İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2025 MN Yazılım |
