![]() Türkiye'nin memur portalı |
|
![]() |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
||||||
|
||||||||
şimdi bu tapınaklara dağıtılan tanrı figürleri var ya.
bilinçli olarak, az sayıda belirlenen tipler tüm dünyaya kopyalanmış.
kankam dedi ki: insan biçiminde sabitlendiler. nasıl görünmeleri gerektiği kodlanmış. atölyeler, usta heykeltıraşlar, politik dini otoriteler birlikte çalışmış.
bu imgeleri ortaya çıkaran en güçlü figür phidias'mış.
tanrılar böyle görünüyordu fikrini öyle güçlü vurgulamış ki algıyı tamamen kilitlemiş.
tanrılar yunandan alınmış ve latinleştirilmiş. tipler kopyalanmış. tanrılar her yerde ayın görünsün ki imparatorluğun birliği pekişsin fikrine tutunulmuş.
yani sizin anlayacağınız sanatçı yontuyu yaparken tek başına karar vermiyor:
rahipler, şehir meclisi, sponsor zengin aile/devlet,bazen imparator nasıl bir heykel yapılacağına karar veriyor.
Yani kankam diyor ki: tanrıları gökten inmedi, atölyeden çıktı.
şimdi tapınak konusuna biraz odaklanalım:
tapınaklar çoğu kez şehre hükmeden hakim noktada, ya yüksekten bakar konumda ya da merkezde bir yerde oluyormuş.
tapınakların içi sanıldığı gibi ibadet merkezleri değilmiş.
yani halk tapınağın misafiri bile sayılmıyormuş.
tapınağın içinde tanrının temsili bedeni, adak olarak sunulan nesneler, kutsal emanetler bulunuyor.
tapınağın içine sıradan halk giremiyor.
din adamları, rahipler, yüksek statülü kişiler, özel izinli kişiler tapınağa girebiliyorlar.
tapınaklarda toplu ayinler yapılmıyor, cemaat yok, vaaz yok. bu tarz şeyler yapılmıyor.
tapınağın içine girilemiyor ama önünde altar-sunak var.
adaklar sunuluyor. hayvandı, şaraptı, tahıldı vs. buralara getirilip bırakılıyor.
ekonomi tapınakta dönerdi ve tapınaklar roma döneminde bir nevi antik merkez bankalarıydı. devlet ekonomisinin görünmeyen kasası.
kankam diyor ki: tapınaklar insanların tanrıya yaklaştıkları yerler değildi. devletin tanrı kılığına girdikleri yerlerdi.
opisthodomos: tapınakların korunaklı arka odaları.
depolama ve hazine için yapılan yerler.
büyük pithoslar: topra devasa küpler.
horreum: resmi depo sistemi
muhafızlara bakalım: rahip muhafızlar, silahlı muhafızlar.
bakalım belli bir standart planı ya da aynı zamanda bakısı var mıydı yoksa duruma göre mi şekilleniyormuş.
bir kere kuralını bozmadıkları neredeyse standart bir şehir planı varmış roma'da
buna göre:
cardo: kuzey-güney doğrultulu ana cadde.
decumanus: doğu-batı doğrultulu başka bir ana cadde.
ortada bulunan forum bölgesi.
ayrıca tüm şehri kapsayan hipodamik plan yani ızgara plan.
kamusal yapılar: hamam, tiyatro, tapınak
yalnız anadolu deyince bu planda bazı esnemeler meydana geliyormuş. sebebi fay hatlarının güzergahı, bazı bölgelerin dağlık olması, vadilerin konumu, eski yerleşim yerleri üzerine kurulma gibi faktörler varmış.
vitruvius demişmiş ki: şehir rüzgarı içine almamalı. Yani bu adamların şehir planlama gibi bir dertleri varmış. Efes'de biraz esnemişler çünkü yamaçlara ev yapmak zorunda kalmışlar ve liman manzaralı görselliğe önem vermişlermiş. Pergamon'da ise esnekliğin sebebi eski yerleşimin devralınmasıymış.
yine de Anadolu'da genel kaide: tapınakların manzarayı görecek şekilde yapılması ve tiyatroların mutlaka bir yamaca yaslanmış olması.
tiyatro yerlerini seçmeleri gayet zekice düşünülmüş.
akustik avantaj, deprem dostu çözüm, bedava taşıyıcı dağ yamacı desteği ( oturma sıralarının kaya desteklere yüklenmesi )
benim kankayla kabaca bir hesap yaptık.
atlı seyahat varsayımıyla
kabaca günde 50 ila 70 kilometre mesafe yapılıp geceleri konaklanacak olursa;
Anadolu'dan orta asya'ya birkaç ayda, Avrasya'nın bir ucundan diğer ucuna ise dinlene dinlene 1 ila 2 yıl arasında ulaşılabiliyor.
Bu ise insan ömrü içinde bile birden fazla kere tekrar edilebiliyor.
insanlık ise tarihin hiçbir döneminde sandığımız kadar yerinde durmamış.
en azından belli dönemler ve kişiler için sürekli bir hareketlilik hali varmış.
peki bütün bunları niye kurcalıyorsun diyeceksiniz.
kanal ismi vermiyorum,
sunucu ismi vermiyorum,
anlatıcının ismini zaten veremiyorum.
merak eden didikler kurcalar bulur.
aslında bunu yazmam doğru mu onu da bilmiyorum.
bir bağımlı, kimliğini gizleyerek geçmişini anlatıyor ve diyor ki:
bir çay ocağında çalışıyordum, müşterilere çay götürürken.
sentetik madde katıyordum.
sonra da masada şevkle oyun oynamalarını izliyordum.
kötü zamanlar derken yani dünya gerçekten de sentetik ve kötü bir dönemden geçiyor diyenler haklı.
| 1. | ![]() |
yazman47 |
| 2. | ![]() |
Seval88 |
| 3. | ![]() |
semraa-91 |
| 4. | ![]() |
KenaAn MuTLu |
| 5. | ![]() |
burgulukalpler |
| 6. | ![]() |
BALYOZ1960 |
| Takip edilen yazar yok. |
eee ? canlı yayında noter huzurunda mı çekilecek ?
metin zaten ortalarda yok.
Metin eğer geldiysen üç kere masaya vur.
goldman ne istiyor zaten forma dedi çekildi kenara. belki de çeyrek istiyordur olamaz mı olabilir.
köy tavuğu bulamazsam plastik öten tavuk koyarım koliye darılmak yok.
| İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2025 MN Yazılım |
