![]() Türkiye'nin memur portalı |
|
![]() |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
||||||
|
||||||||
Hindistan'da bir düğünde gerçekleşmiş.
Gösterinin bir parçası olarak üzerine çıktıkları salıncağın ipi kopmuş.
4 metre yüksekten yere düşmüşler.
Böylece bir şekilde tarihe de geçmiş oldular.
Bizdeki kepçeden düşen çifti de yeniden hatırlatmış oldular.
Bu tip organizasyonlara neden güvenilmemesi gerektiğinin özeti gibi olmuş.
Sonları kötü olmamış.
Gerçekten merak ettiğim tek konu şu:
Dünyanın içinden geçtiği şu garip dönemde bu şekilde eğlenecek enerji ve motivasyonu nasıl buluyorlar?
Evde kavga dövüş gümbürtü arasında izlemeye çalıştığım belgesel.
Çoğunuz izlemiştir mutlaka ama izlemeyenler için mutlaka izleyin, tavsiye ederim.
Yarım kaldı, tekrar izlemem gerekiyor.
İzledikten sonra insanı araştırmaya da iten bir yapım.
Bal üreterek ve doğada bulduğu satarak geçimini sağlayan Hatice'nin hikayesi.
Not: Çekim ekibini de kutlamak gerek. 3 yılda tamamlamışlar ve başarılı olmuşlar.
| 1. | ![]() |
yazman47 |
| 2. | ![]() |
Seval88 |
| 3. | ![]() |
semraa-91 |
| 4. | ![]() |
KenaAn MuTLu |
| 5. | ![]() |
burgulukalpler |
| 6. | ![]() |
BALYOZ1960 |
| Takip edilen yazar yok. |
İbrahim Kapaklıkaya'nın içeriklerini takip ediyorum.
Program konuğu Abla anlatıyor:
köyündeki, kimsesiz ve yardıma muhtaç hale getirilmiş bir vatandaşımız kapılarına gelmiş.
yiyecek bir şeyler istemiş.
annesi "Sakın onu boş geri çevirmeyin" diye sürekli tembih ediyormuş.
o da evde yalnız olduğundan korkmuş ve acele acele bir yufka dürüp kapıdan eline tutuşturmuş.
adam "Katık yok mu?" diye sormuş ve sonradan getirdiği katıklı yufkadan bir lokma ısırıp bırakmış ve oradan ayrılmış.
abla şu anda orta yaşlarda ve yıllarca vicdan azabıyla yaşadığını anlatıyor.
ben nasıl oldu da ona boş ekmek getirdim.
onu aşağılamış oldum.
nasıl oldu da düşünemedim, ona doğru düzgün bir yemek çıkaramadım.
kapıma kadar geldi yemek istedi onu nasıl başımdan savmaya çalıştım.
bazen kendimi cezalandırmak için bu olay aklıma geldikçe o gün oruç tutuyordum, diyor.
Kendi kendime dedim ki :
Abla sen nerdesiiiiin, biz nerde ?
bu arada o kapıya gelen vatandaşın hikayesi de dramatik.
Zeki bir öğrenciymiş, şehir merkezine okumaya yollanmışmış, parlak bir geleceği olacağı söyleniyormuş.
sonra bir kızı sevmiş ve durumu öğrenen abileri tarafından feci şekilde dövülmüşmüş.
dövülme olayından sonra hafıza kaybı yaşadığı ve akli melekelerini yitirdiği söylenmiş.
ailesi öldükten sonra da ortada kalmışmış.
kimsesi olmadığından onu köyüne götürüp bırakmışlarmış.
Anadolu'da şöyle bir gelenek var: Her geceyi kadir bil, her gördüğünü hızır bil.
Bu nedenle köylü ona bir şekilde sahip çıkmışmış.
Aklıma Jim Carrey'in Aman Tanrım filmi geldi.
kaç kere izledim hatırlamıyorum.
| İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2025 MN Yazılım |
