Türkiye'nin memur portalı

yiyeceklerin besin değerlerinden azami ölçüde yararlanabilmek için hangi yöntemleri tercih edilmesi gerektiğini açıklamaya çalışacağım başlık.

zaten bilinen konular ama yeniden üzerinden geçmekte fayda var.

meyve ve sebzelerin en taze olanlarına ulaşmaya çalışmak birinci kural.

onları mümkün olduğu kadar çiğ olarak tüketmek ikinci kural.

üçüncüsü: üzerlerinde pestisit adı verilen zararlı zirai kalıntılar bulunma ihtimaline karşılık iyice yıkamak ve mümkün olduğunca kabuklarını soymak diğer bir kural.

eğer çiğ olarak tüketilemiyorsa tercih edilecek ilk pişirme yöntemi buharda pişirme olmalı.

buharda pişirme aparatları satılıyor.

yoksa da tencerenin üzerine yerleştirilecek metal bir süzgeç de aynı işlevi görebilir.

sebzelerin buharda pişirilmesi vitaminlerinin, enzimlerinin, lif yapılarının suya karışıp gitmesini önler.

şayet suda pişirileceklerse de sebze sularının çorba yapımında kullanılması da başka bir yöntem.

lezzetli olmaz diyorsanız hafif tuz ve istediğiniz baharat ya da soslarla sebzeleri beğendiğiniz lezzete kavuşturmak mümkün.

yağı yemeğe sonradan eklemek tavsiye edilen bir uygulama.

yağda kızartma, mangalda doğrudan ateşe temas ettirme önerilmiyor.

kitaplara el atmışken bilgiye devam edelim:

Anayurdu yaygın olarak Güney amerika zannediliyor ( Galiba hem kakao ile karıştırıldığından hem de Brezilya kahve çekirdeklerinin meşhur olmasından dolayı )

Kahvenin anayurdu Afrika kıtası.

Kalori değeri: 100 gramı baz alınarak değerlendirilirse kalori değeri 3 olarak belirlenmiş.

içinde 1,5 miligram fosfor,

2,1 miligram kalsiyum,

0,2 miligram sodyum

66 miligram potasyum

5,5 miligram magnezyum varmış.

0,2 miligram B2 vitamini

10 miligram B3 vitamini var.

Kısacası kahvenin içinde belli bir seviyede potasyum dışında kayda değer besleyici bir madde yok.

kalp atışlarını hızlandırmasının nedeni ise içinde bulunan kafein

yalnız çarpıntı yakınması olanlar sadece kahveden değil koladan ve çaydan da uzak durmalı.

evdeki bir kasket üzerinde denedik yüzde yüz olumlu sonuç verdi.

limon suyu ve tuz karışımını rahatlıkla uygulayabilirsiniz.

Yalnız limonu açık renk olanlardan tercih edin.

koyu renk limonların suyu turuncu renkte olacağı için kumaşta bu kez sarı lekeler oluşabilir.

başlığa sığmayacağı için kısaltılarak başlığa alınan konu.

çeşitli yaş gruplarına göre önerilen günlük protein miktarını aşağıya aktarıyorum:

1-3 yaş arası çocuklar: Önerilen günlük protein miktarı 23 gram ( ortalama )

4-6 yaş arası çocuklar: önerilen günlük protein miktarı 30 gram

7-10 yaş arası çocuklar: önerilen günlük protein miktarı 36 gram

11-14 yaş arası çocuklar: önerilen günlük protein miktarı 44 gram

15-22 yaş arası erkekler: önerilen günlük protein miktarı 54 gram

23 yaş üzeri erkekler : önerilen günlük protein miktarı 56 gram

15-18 yaş arası kadınlar: önerilen günlük protein miktarı 48 gram

19 yaş üzeri kadınlar: önerilen günlük protein miktarı 46 gram

gebe kadınlar: önerilen günlük protein miktarı 76 gram

emzikli kadınlar: önerilen günlük protein miktarı 66 gram

peki bu ihtiyacı hangi besinler karşılar ?

100 gram baz alınarak

100 gram kırmızı ette 23,6 gram protein

100 gram tavuk etinde 27,1 gram protein

100 gram balık etinde 28,5 gram protein

1 yumurtada 6,2 gram protein

100 gram kuru fasulyede 23 gram protein

100 gram mercimekte 24,7 gram protein

100 gram peynirde 25 gram protein

Biraz kurcaladım da süt ve yoğurdun protein oranı zannedildiği kadar yüksek görünmüyor.

kısacası günlük protein ihtiyacı zannedildiği kadar yüksek değil ve bunun karşılanabilmesi için

tercih edilebilecek alternatifleri önceden de yazmıştım ama içeriği en zengin olanları tekrar bilgilere eklemiş oldum.

( Hatif Öğe, Bilinçli Beslenme ansiklopedisi )

element ismi gibi duruyorsa da bir süs bitkisinin adı.

orijinal yazılışı aeonıum.

Kanarya adaları ve Akdeniz ülkeleri bitkisi.

çöl ikliminde yaşayan bir tür sukulent ve aynı zamanda süs bitkisi.

kışın az su verilmesi yazın ise bol sulanması hatta yapraklarına su püskürtülmesi gerekiyor.