![]() |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
||||||
|
Afganistan nüfusunun yaklaşık %9 unu oluşturan bir halkmış. 4 milyona yakın nüfusları varmış.
Garçe Türkleri olarak da adlandırılıyorlar. türk/moğol olarak da tanımlanıyorlar.
dilleri Hezargi denen Türkçe Farsça karışımı bir dil.
asya'nın "ötekileri" olarak isimlendirilen bir türk halkı.
Bir söylenceye göre Cengiz Han seferden sonra Afganistan'da bin askerini bırakmış. Hazaralar onların torunlarıymış. "Hazara" "bin" anlamına geliyormuş ve isim onlara bu yüzden verilmişmiş.
Neden öteki olduklarını araştırdım.
taliban tarafından baskı görmüş, yoksulluğa mahkum edilmiş hatta kıyıma uğratılmış bir halkmış.
Işid militanlarının katliamları da mevcut.
Ülkenin genelinden, göçebe olmaları, mezhep farklılığı ve ırk farklılığı ( belirgin dış görünüş ) nedeniyle ayrışmış ve dışlanmışlar.
afganistan'da peştun hakimiyeti var.
Bir kısım hazara İran ve Pakistan'a geçmiş.
( Basından )
Abdurrahman Han'ın emirlik görevine başladığı 1880 yılından sonra Hazaraların kâbus dolu günleri başladı. Şii olan Hazaralar hakkında din adamlarından: "Kim ki Hazara rafizilerinin kadın, çocuk, erkek ve mallarını ganimet alırsa İslam dinine göre beşte birini devlete verip kalanına sahip olabilir" fetvası çıkarıldı. Bu tarihten itibaren köle olarak pazarlarda satılan Hazaraların, 1921'de çıkarılan yasayla köle olarak alınıp satılmaları yasaklandı. Taliban'ın saldırıları sonucunda binlerce Hazara katledildi. İç savaş nedeniyle göçtükleri Pakistan'da da radikal İslamcı grupların katliamlarına maruz kaldılar.
Hazaralar, toplumsal statülerini yükseltmelerinin tek yolu olarak eğitimi görüyor. Okuryazarlık oranları yüzde 70 leri aşan Hazaralar, bu sayede parlamentoda daha çok temsil edilirken üniversite öğrencilerinin yüzde 75 ini de onlar oluşturuyor. Kadınları da eğitimli olan Hazaralar, birçok vali ve belediye başkanı da çıkarmışlar. Daykundi şehrinin hem valisi hem de belediye başkanı Hazaralı kadınlardan oluşuyor.
1970 lere kadar Peştun din adamları Hazaraları "katli vacip" olarak gören fetvalar vermeye devam etmiştir. Bir Hazara öldüren Peştun'a cennet müjdesi verilmiştir. Kayıtlara geçen ilginç bir olay da var. Latif Gül adında bir Peştun, 1960 yılında 40 kadar Hazara kadınına tecavüz edip öldürme suçundan yargılanırken şu savunmayı yapmıştır:
"Molların fetvası üzerine böyle bir eyleme kalkıştım. Din adamlarımız bize öldürtülen bir Hazara'ya karşılık bir günahımızın affolacağını söylemişlerdi."
Hazaraların gerek ekonomik gerekse sosyal statü bakımından görece olarak iyileşmeleri ancak yurtdışında çalışan ve okuyan diaspora sayesinde olmuştur. Yurtdışındaki Hazaraların Afganistan'daki soydaşlarıyla ortak girişimlerde bulunması ve iyi eğitim alarak üniversitelerde akademisyen olarak görev almaları Hazaraların özgüvenlerini kazanmalarına da vesile olmuştur.
Ölüm tarihi kesin olarak belirlenmiş.
18 Ağustos 1227
Gökyüzü belli konumdayken doğan bazı insanlara "Sahipkıran" deniyor.
Cengiz Han'a da bu sıfatı verenler var.
Cihangir olduğu için.
Kurduğu imparatorluk ölümünden sonra oğulları ve torunları döneminde daha da genişleyerek insanlık
tarihinin bitişik sınırlara sahip en büyük imparatorluğu haline gelmiş.
Ülkesinden 1600 kilometre uzakta Tangut'lara karşı seferdeyken yüksek ateş sebebiyle ölmüş.
Tangut'ların yok edilmesi talimatını verdiği için bu topluluk hakkında günümüze hiç bir bilgi
ulaşamamıştır. Yinçuan şehri, Hükümdar mezarları dahi yağmalanmıştır.
Kendi ölümü halinde bunun belli edilmemesi talimatını da vermiş.
Düşmanlarının bu konuda bilgi sahibi olmasını kesinlikle yasaklamış.
Mezar yeri bugün tüm aramalara rağmen bulunamamış.
Çeşitli rivayetler var.
Eğer görkemli bir anıt mezar odası yapıldıysa bulunamama olasılığı çok düşük fakat arama yapılacak
coğrafya çok geniş.
Yazarın, ne hissederek ve düşünerek hangi koşullarda yazdığını çok merak ettiğim kitabıdır.
Başka bir romanı bu kadar merak etmedim.
kitap aslında yetişkinlere yazılmış gibi.
Çocukken altın kitaplar yayınevinden bir çevirisini okumuştum.
Yıllar içinde farklı sanat türleriyle yorumlanmış. ( Sinema, çizgi film, tiyatro, müzikal, resim,
müzik )
Batıda alıntı yapılma konusunda en sevilen eser.
Yakın dönemde çekilen film versiyonunu izlemek kesinlikle yeterli değil ve kitabın ruhunu
yansıtmıyor.
Kelime oyunları nedeniyle kitabın aslından okunması öneriliyor.
"alice Pleasance liddell" yazar Lewis Carroll'un kitabı yazarken ilham kaynağı olan çocuk.
takma adı Lewis Carroll olan yazar, aslında bir matematik profesörü.
Gerçek adı: Charles Lutwidge Dodgson.
Kitabı " viktorya dönemi eleştirisi " olarak yorumlayanlar olmuş.
Kitabı kimyasal bir maddenin etkisiyle yazdığını ileri sürmüşler. :)
Fikrim kitaptaki her simgenin, her olayın gerçek hayatta bir karşılığının bulunduğu ve yazarın bu
deneyimlerin hepsinden teker teker geçtiği yönünde.
Kitabı özet olmayan aslına yakın çevirilerinden okumak gerek.
kendini; 'başkalarına göründüğünden farklı biri olarak' görme ki, başkaları da seni: 'başkalarının gözünde başka biri olmaya çalışan başka biri' olarak görmesin.
1. | ![]() |
yazman47 |
2. | ![]() |
Seval88 |
3. | ![]() |
semraa-91 |
4. | ![]() |
KenaAn MuTLu |
5. | ![]() |
burgulukalpler |
6. | ![]() |
BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | KVKK Aydınlatma Metni | KVKK Başvuru Formu | Çerez Kullanımı | Reklam | Sitene ekle © 2025 MN Yazılım |
![]() ![]() |