Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Ekseriyetle akşamları salonun ortasında irili ufaklı kitleler halinde biriken ve bazen koltukların altında bulunan giyim eşyası.
Beyaz olanları spor kıyafetlerin altı haricinde giyilmemelidir.
Sandaletlerin içine moda olsa dahi giyilmemelidir.
Burnu açık ayakkabıların içine giyilmemelidir.
Mümkünse ayak bileğinin altında kalan çoraplar sadece kadınlar tarafından giyilmelidir.
Yatay çizgili upuzun çoraplar her kadına yakışmamaktadır. Her önüne gelen giymemelidir.
Çoraplar her gün değiştirilmelidir.
Burnu delik mi diye bakmak da önemli yoksa olur olmaz bir yerde mahcup olma durumu oluşabilir.
Oğlum çık sıraya şu vasistası kapat diyen bir öğretmen,
pek hazırlıklı olmadığınız bir cami ziyareti
karizmayı yerlere sermemelidir.
Diyecektim ama şahsen şu anda başıma gelse çok da önemsemem gibime geliyor.
Bütün bu mahcubiyetler de hep gençlikte oluyor galiba.
Her şeyi big bang teorisine dayandırarak temellendirmeye çalışan bilim,
bu teoriyle başlatılan diziler, filmler,
yazılan kitaplar...
Bu sadece bir teori.
Yani yüzde yüz doğrudur diyemiyoruz.
Güçlü delillere rağmen kesinlikle böyledir de denemiyor.
Beynimiz bu teori merkezli kurgulanmış.
En akla yakın bunu kabulleniyor.
Oysa gerçek bambaşka da olabilir.
Sürekli bir ilk patlamaya şartlanmamak gerekebilir.
Ezel ve ebed fikri zihnimizin sınırlarının çok ötesinde kavramlar.
Bir planktona canlılar alemi izah edilemez belki ama biz çok daha iyi durumdayız.
Sadece etrafta anlatan biri yok.
Olsaydı çok 10 numara olurdu.
Belki de vardır da bizim alıcılar çalışmıyordur, frekansı bulamamışızdır, bazı duyularımız açık değildir.
Belki uzay boşluğuna doğru olup biteni açıklayan yayınlar yapılıyordur ama ruhumuz bile duymuyordur.
Ohoo belki neler neler oluyordur da her şeye birer virüs kadar uzak ve tepkisizizdir.
Böyle de bir teori vardı değil mi ?
Çok uçma, olup bitene en yakın fikri tercih et teorisi.
Adı vardır şüphesiz de tabi ki bilsem yazardım.
Uzun iletileri okurken sıkılanlar detaylı anlatanlardan da çabuk sıkılır.
Dinlerken dizlerini titretmeye başlarlar,
Ya da bakışları dalgınlaşır,
Esnedikleri anlaşılmasın diye yere bir şey düşmüş gibi yaparlar,
Çay içer miyiz diye konuyu dağıtmaya çalışırlar,
Ya da
olur öyle,
takmaaaa,
çok şey etme,
e ne yapıcan dünya hali
gibi kalıplarla konuyu kapatmaya çalışırlar.
Ben şöyle yapıyorum:
"O kadar detaya girme odaklanamıyorum." diyorum.
Tüketim tarihi geçmediği halde işkillendiğim bir gıda varsa işi şansa bırakmam.
Uyguladığım yöntem iyice kaynatmak.
Malum botulinum fobisi var.
Biraz araştırdım da.
En az 10 dakika ya da daha uzun süre kaynatma botulinum riskini sıfıra indiriyor.
Siz siz olun ne olursa olsun çiğ konserveyi dilinizle bile tatmayın.
Temiz sudan geçirdikten sonra mutlaka kaynatarak pişirin.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
birincisi fotoğraf istiyoruz.
İkincisi düz kadife eminim daha güzel olmuştur.
Umarım siyah kadifedir ama öbürleri de güzel olur.
Üçüncüsü kadifeye en çok gümüş ya da altın ( sırma, işleme, sutaşı, metal vs. ) yakışır.
tabi koyu renkse
yaşlandım,
benim için hala korkulan bir şey.
işimde gücümde olamam.
iş icat etmem lazım.
orada ve burada.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |