Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
akamete uğramak diyorlar.
uğramak,
aslında iki anlamda kullanıyoruz.
bir yere giderken başka bir yerde duraklayınca falanca yere uğradım oluyor.
başına bir şey gelince de olumsuz bir şeyler olunca da o durumlara uğradı diyorlar.
akamete uğramak,
ağır kayba uğramak,
kesintiye uğramak,
gazabına uğramak,
hışmına uğramak,
tahribata uğramak,
azizliğine uğramak,
bozguna uğramak,
korktuğuna uğramak,
dumura uğramak,
belki de şöyle demek istiyorlar: hep içinde kalmazsın, uğrarsın bir selam verirsin sonra içinden çıkarsın. Bu durumlar da sana sabırlı olursan maddi manevi kazanç olarak geri döner. tecrübe olabilir, olgunluk olabilir, gerçeğe yaklaşmak olabilir, yön değiştirmek olabilir, kendini bulmak olabilir, aslında ne istediğini bilmek olabilir...
gerçekte pek yanmıyor,
yani biraz geç yanıyor.
harıl harıl değil de içten içe tüterek...
bakalım nasıl olacak ?
güneşli bir günü beklemek lazım.
nem iyice buharlaşsın.
biraz da yanıcı madde desteği lazım.
aslında ben yakmaktan yana değilim, bir sürü böcek vs. var.
mümkün olsa da kompost gübreye dönüştürebilsek.
hikayede bir adet peynir yüklü gemi var ama nereye gidiyordu, nasıl gidiyordu, izmir limanına mı yanaşıyordu unuttum.
hem çalıştım hem de keçiyi uzun uzun izledim.
şimdi şöyle bir durum var:
insanlar beni pek sevmez ama hemen hemen tüm hayvanlar bana bayılıyorlar.
öbürlerine gün boyu tosladı durdu. bana gelince başını elime yasladı. Çok iyi anlaştık.
duvara zıplıyor yere iniyor, duvara zıplıyor yere iniyor, yetmiyor kümesin üzerinde dolanıyor. çok acayip bir hayvan. düz yerde durmuyor mutlaka hoplayıp zıplaması lazım.
öyle uyanık ki taze sürgünlerin tepelerini yiyip geçiyor.
alt tarafın yüzüne bile bakmıyor.
neyse
baktık tavuğun biri sessizce köşede ayakta duruyor. gözleri kapanıyor ve ibiği iyice sönmüş.
bu hasta galiba dediler.
önceki tavuklardan biliyorlar.
enjektörle antibiyotik hazırladılar.
bir anda Tanrı Kent filmine bağlandık.
tavuk önde biz arkada festival var.
kimse yakalayamıyor , yakalayamayana bağırış çağırış girişiyorlar.
neyse ilacı içirdiler, inşallah düzelir.
onlara kafası olmadan yaşayan tavuğu anlattım bana inanmadılar.
komşu beni doğruladı, o da izlemiş hikayeyi.
zorlu işimiz bitti sayılır.
herhalde yakma işi yarına kalır.
bir iki okaliptüs almayı düşündüm.
suyun kaynağını buldum ama yer altından yayılıyor.
ona bir çare bulmak lazım.
asıl önemli konu ise şu;
verilmiş sadakamız varmış ne demek:
arabayla dönerken araba yoldan çıktı ve yamaçta 45 derece açıyla asılı kaldık.
yuvarlansaydık bu sefer yirmağa biz inecektik. :)
eğim tarafındakiler korkuyla kapıyı açtı ve kendini araçtan aşağı bıraktı.
hemen kenara çekilin araba üzerinize yuvarlanabilir dedik.
biz ise hala araçtayız.
aslında arabanın zemine oturduğunu hissettim ama toprağın yumuşaklığına da pek güvenemiyorum.
o anda insan ne hissediyor ?
hiç, sadece aracın hareketine odaklanıyor, vaziyet almak için. :)
ters taraftan kapıları açıp dikkatlice indik.
mecburen çekici çağırıldı.
sinirlerimiz bozuldu gülüyoruz.
dedim ki:
az kalsın orucu hastanede kim bilir neyle açacaktık.
ana fikri: ramazan ayında araç kullanımına da yorgunluğa da kaza belalara da dikkatli olmak lazım. refleksler hele de iftara yakın biraz zayıflıyor.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
birincisi fotoğraf istiyoruz.
İkincisi düz kadife eminim daha güzel olmuştur.
Umarım siyah kadifedir ama öbürleri de güzel olur.
Üçüncüsü kadifeye en çok gümüş ya da altın ( sırma, işleme, sutaşı, metal vs. ) yakışır.
tabi koyu renkse
yaşlandım,
benim için hala korkulan bir şey.
işimde gücümde olamam.
iş icat etmem lazım.
orada ve burada.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |