Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
bozgunculuk yaptıkları ve yurtlarına dadandıkları için bir millet tarafından zülkarneyn'den yardım istenilen insan toplulukları.
İskender kapısı ile özdeşleştirilmiş ve zülkarneyn'in Büyük iskender olduğu ileri sürülmüş.
Divan-ı Lügat-ı Türk'te Asya'nın doğusunda kırmızı bir hat şeklinde haritada çizildiği belirtilmiş.
Çin seddinin yecüc mecüc ( gog - magog ) seddi olduğu ileri sürülmüş.
Zeytun şehrine 60 günlük mesafede olan bir set olduğu kaydedilerek yine çin seddine atıf yapılmış.
olay her ne ise geniş bir alana yayılmış ve çeşitli mit ve efsanelerin temeline dönüşmüş.
Bir hindu efsanesi olan koka and vikoka efsanesinin de gog magog mitiyle benzerlikler gösterdiği belirlenmiş.
bütün veriler birleştirildiğinde;
Oldukça kalabalık ve yağmacı bir ya da benzer iki insan topluluğunun zaman zaman baskınlar yaparak yerli bazı ulusları canından bezdirdiği ve bozgunculuk yaptıkları anlaşılıyor.
Bu konuyla ilgili olarak çok güçlü ve cihangir/sahipkıran bir hükümdardan bu bozguncularla ilgili yardım talep edildiği anlaşılıyor.
belli ki sürekli akınlardan koruyucu bir set inşa edilmiş ve akınlar durdurulmuş.
Bu set son derece dağlık, aşılmaz bir coğrafyanın geçit imkanı veren tek bir bölgesinde inşa edilmiş ve sağlam yapılan bu set akınları durdurabilmiş. ( En önemli ipucu da bu sanırım )
Seddin halihazırda yerinde durduğu bilgisi var işin en garip tarafı bu geçidin ve seddin yerinin bunca teknolojiye rağmen tam olarak bulunamamış olması.
Çin seddi mantıken bu set değil çünkü m.ö 5. bilemedin 6. yüzyılda yapılmış olan bir seddin israiliyat kaynaklarına bu kadar köklü bir şekilde girmesi çok olası görünmüyor.
ayrıca seddin hun, moğol, tatar akınlarına karşı çinliler tarafından yapıldığı belirtiliyor ve batıdan doğuya bir hareketi engellemek amaçlanmış.
görmeyen duymayana konuşur anlatır işe yaramaz,
duymayan görmeyene el kol hareketleri yapar o da işe yaramaz
sonuç olarak ortaya pek bir şey çıkmaz demek istemişler.
galiba öyle.
görmeyenin duyarak öğrendiği şeyleri
görsele çevirerek duymayana aktarmak mümkün olduğundan.
çeşit çeşit bir sürü insan olaraktan
nasreddin hocanın dediği gibi:
bilenler bilmeyenlere anlatsın
insanın varlığından önce durumlar vaziyetler nasıldı acaba ? diye merak ediyorum.
Bizim ölçülerimize göre ne kadarlık bir zaman dilimi içinde vardılar ?
sanki şuurlu diğer varlıkların bize göre biraz daha imtiyazlı olduğunu düşünüyorum.
bize de, bizden sonraki olası bir yaradılışla çatışma için bir zaman tanınsaydı daha beterini yapabileceğimizden de en ufak bir kuşkum yok.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
bakalım nasıl tanımlanmış ?
Gurur: "kişinin, sahip olduğunu düşündüğü şeylerle, yine sadece kendi kendini oyalaması " olarak tanımlanmış.
Kibir: "Kişinin kendini büyük, başkalarını küçük görmesi. "olarak tanımlanmış.
arada küçük bir fark var.
birinde kendi kendine sevinme
diğerinde başkalarıyla kıyaslama durumu var.
atalarla övünme
ait olduğu sosyal grubun kalabalıklığıyla övünme
statüyle övünme
malının çokluğuyla övünme
çocukların sayısıyla, çocukların başarısıyla övünme
üstsoyun başarılarıyla övünme
gibi örnekler sayılıp dökülmüş.
Konuyla ilgili olarak
Hucurat suresi 13. ayet ile ilgili uyarı yapılmış.
birincisi fotoğraf istiyoruz.
İkincisi düz kadife eminim daha güzel olmuştur.
Umarım siyah kadifedir ama öbürleri de güzel olur.
Üçüncüsü kadifeye en çok gümüş ya da altın ( sırma, işleme, sutaşı, metal vs. ) yakışır.
tabi koyu renkse
yaşlandım,
benim için hala korkulan bir şey.
işimde gücümde olamam.
iş icat etmem lazım.
orada ve burada.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |