Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
ara sıra aklıma garip garip şeyler geliyor.
mesela Rusya'da bir ağacın altında uyurken ağzından yılan girip midesine inen sonra anestezi ile midesindeki yılan çıkarılan kadını düşünüyordum.
Bir insan nasıl olur da bunu anlayamaz diyordum.
Ta ki düne kadar.
Güneş tam tepedeydi ve o kadar sıkı çalıştık ki yorgunluktan kendimi otların ve dikenlerin üzerine bıraktım.
Aklıma ne yılan geldi, ne çekirge, ne böcek...
Gökyüzünü izlemeye başladım.
Ama kafam nasıl güzel oldu anlatamam.
Bir anda hayatı kavramışsın gibi güzel pırıl pırıl bir kafa.
dedim ki:
şimdi şurada uyuyakalsam bir yılan gelse herhalde üzerimden kayıp gider.
eğer ağzım açık uyursam belki ağzımdan içeri girmeyi de deneyebilir.
Sonra hafiften bir rüzgar esti.
ağaçlar sağa sola dalgalanmaya başladı.
ve serin serviler altında kalan kabrinde, her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter.
neyse, işler yoluna girince insan mutlu oluyor haliyle.
işin ne olduğu bence önemli değil.
bazılarına göre önemli.
hava o kadar sıcaktı ki geceleyin artık döşeği atıp çakalların, domuzların, gelinciklerin arasında bir uyku çekmeyi bile düşündüm.
kamikaze gibi saldıran incecik sinekler haricinde saldırgan bir canlı türüne de rastlamadım.
yanmış domatesleri kurtarma operasyonu, sulama, ayıklama, temizleme derken zaman geçti.
Sadece yemek yerken elimle ağzım arasındaki koordinasyon biraz bozulmuştu ama sonra düzeldi.
uzmanlar almayın diye uyarıyorlar.
burun kıllarını almak:
burundaki hassas damarların çatlamasına ve ciddi kanamalara yol açabilir,
açık kıl kökleri enfeksiyonlara çanak tutar, ( Beyine yakın enfeksiyon riski )
cilt apsesi oluşabilir ve oluşan iltihap yüze dağıldığı için damar tıkanıklığı gelişebilirmiş.
sonuç: burun kılı gerekliymiş, havayı ısıtıyormuş, yabancı maddelerin akciğere inmesine engel oluyormuş, ortamı nemlendiriyormuş ve bakterilerin aşağıya kadar inmesine engel olan mekanizmanın bir parçasıymış.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
bakalım nasıl tanımlanmış ?
Gurur: "kişinin, sahip olduğunu düşündüğü şeylerle, yine sadece kendi kendini oyalaması " olarak tanımlanmış.
Kibir: "Kişinin kendini büyük, başkalarını küçük görmesi. "olarak tanımlanmış.
arada küçük bir fark var.
birinde kendi kendine sevinme
diğerinde başkalarıyla kıyaslama durumu var.
atalarla övünme
ait olduğu sosyal grubun kalabalıklığıyla övünme
statüyle övünme
malının çokluğuyla övünme
çocukların sayısıyla, çocukların başarısıyla övünme
üstsoyun başarılarıyla övünme
gibi örnekler sayılıp dökülmüş.
Konuyla ilgili olarak
Hucurat suresi 13. ayet ile ilgili uyarı yapılmış.
birincisi fotoğraf istiyoruz.
İkincisi düz kadife eminim daha güzel olmuştur.
Umarım siyah kadifedir ama öbürleri de güzel olur.
Üçüncüsü kadifeye en çok gümüş ya da altın ( sırma, işleme, sutaşı, metal vs. ) yakışır.
tabi koyu renkse
yaşlandım,
benim için hala korkulan bir şey.
işimde gücümde olamam.
iş icat etmem lazım.
orada ve burada.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |