Türkiye'nin memur portalı

Fitil ya da fişek olarak tabir edilen baharat ambalajları.

Uzun zaman önce baharatlar bu şekilde piyasaya sürülüyordu.

Hem israf önleniyor hem kullanımı pratik oluyordu.

İnsanlar fellik fellik baharat takımı vs. aramıyordu.

Şimdi aramama rağmen onlardan bulamıyorum.

Baharat benim için önemli bir konu olduğundan haliyle saklaması da mesele oluyor.

Geçen gün yaşadığımız.

Köydeyiz.

Herkes salonda oturuyorken içeriden " Gııırrrrccc " diye kapı aralanma sesi geldi.

Dağın başındayız, yabancı sayılırız ve diğer evlerden uzağız.

Birbirimize baktık.

Çocuklar: " Biri içeride kapıyı açtı" dedi.

Bizim meraklı kedi keşfe çıkmış meğer. Onu da yanımızda getirmiştik.

Karanlık falan dinlemeyip evi keşfetmek için şeref turu atıyor. Aralık kapıları da elini sokup açıyor.

Zaten o kadar uyanık ki kafasını geçirmeyi deniyor kafam sığıyorsa rahat aşarım bilgisi kodlanmış hayvana.

böylece: "Kedidir kedi" cümlesi de kafamda anlamını bulmuş oldu.

Gülse Birsel'in dizinin bir bölümünde annesinin yemek kitabını yürütmeye çalışma sebebi.

Kadın yemekleri kendisi gibi yapamasınlar diye malzemeyi hep eksik söylüyordu.

Böyle tipler çok sık karşımıza çıkar. Okulda öğrenciyken, iş yerinde mesai arkadaşı olarak...

bildiklerini paylaşmazlar ve zamanla mimlenirler. :)

Kısmen haklıdırlar hazırcılığa tahammül edemezler.

Düşündüm de bu konu uzun uzun tartışılmaya müsait.

Ben olsam ne yapardım ?

Bildiğimi paylaşırdım.

Adam demiş ki:

Bendeki iyi tohumları komşularımla her zaman paylaşırım. Çünkü arılar ve böcekler komşumun tarlası ile

benim tarlam arasında tozlaşma sağlayacak.

Daha iyi ve rahat olmak istiyorsam bildiklerimi çevremle paylaşmalıyım.

Üç günde beni benden eden hayatın anlamını sorgulatan beyaz eşya.

Suyu tahliye etmediği için "Nesi var acaba?" diye bakalım dedik.

Önceden tecrübemiz vardı. O yüzden naylon terlikleri ayağımıza geçirip önce fişi çektik. :) :)

Alt tahliye kapağını açıp içindeki yivli kapağı açtık.

Su falan akmadı tabi.

( Bu arada makine bizim değil belirteyim, olayın müsebbibi de değiliz. )

Tahliye borusunun pervanesini kurcaladıkça paslı çiviler, küçük bozuk paralar, daha büyük bozuk paralar, küçük plastik parçalar gelmeye başladı. Kaymaz tabanlı eşyalarınızı makineye atmayınız arka kısmı eriyor, bilgisini ekleyeyim.

Daha sonra erimiş plastik parçalar yoğurt gibi akmaya başladı.

En sonunda da suyu bulduk.

Foş diye boşalmasıyla milyon kere yapacağımız yerden su temizleme işleminin ilkiyle şereflendik.

Makineyi kuruladığımız zeminde çevirdikten sonra tahliye pompası, tambur, hortum vs. tek tek çıkardık.

Ramazan ayında pek tavsiye edilecek bir iş değil, hiç önermem.

Abartmadan bir küçük kova dolusu erimiş plastiği borulardan ve tamburdan temizledik.

Tekrar ayağa kaldırdık tekrar çalıştırdık tekrar tıkandı tekrar söktük tekrar çalıştırdık tambur döndükçe parçalar yine tıkadı yine söktük yerleri sildik ( Bulunduğumuz yerde gider olmadığından havluları kullandık )

En sonunda makineyi çalıştırdık veeee.

Evet çalıştı. Su aldı su boşalttı. Biz de denemek için ıslanan havluları doldurduk ve çalıştırdık.

Yine durdu ve boşaltmamaya karar verdi.

İşte o an bende film koptu. Yalan söyleyemem ağzımı fena bozdum.

Bunlar mı dünyayı ele geçirecek ?

Altı üstü su alacak, çevirip boşaltacak.

Aha fişini çektim şimdi ele geçir dünyayı hadi bakalım.

Evet makineyi tekmelemedim ama umut çok kötü bir şey bazen.

Dur dedim beynine biraz ısı vereyim belki yerine gelir.

Tabi önce beynini bulmam gerekiyor.

Mühendis değilim çocuk gibi söke taka gidiyoruz.

Buldum ön panele bağlıymış.

Tuttum saç kurutma makinesini.

Evet kafası yerine geldi ve çalışmaya başladı.

Ama bu sefer de suyu aldı da aldı.

Sonra da neresinden yaptı bilmiyorum bütün suyu tekrar yere boşalttı.

Gece yarılarına kadar temizlik yaptık.

Bir insanın neden cerrah olmayı tercih edebildiğini uzun uzun düşündüm bu arada.

Barcelona