Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
önce yaldız neymiş ona bakalım:
nesnelere altın ya da gümüş görüntüsü vermek için kullanılan boya ya da kaplama malzemesine bu isim veriliyormuş.
altın varak, gümüş ya da altın renkli boya.
galiba tarihten bu yana güneşi bol memleketlerde yaldızlı renkler çok seviliyor.
herhalde güneş ışınlarıyla birleşince çok havalı bir görüntü oluşuyor o yüzden.
yine de günümüzde ev döşemesinde abartılı yaldız kullanılması görgüsüzlük olarak çoktan etiketlenmiş.
bir iki resim çerçevesi belki bir iki dekoratif malzemeyi aşmayın diyorlar.
mesela tavanı ya da koltukları yaldızla kaplamayın.
neyse;
halk arasında yaldızları dökülmek demek; gerçek yüzünün ortaya çıkması demekmiş.
günümüzde Slovenya'da bulunan ama önceden italya'ya bağlı olan piran şehrinde yaşamış.
42 yaşındayken verem nedeniyle yaşadığı şehirdeki hastanede yatarak tedavi görmeye başlamış.
ilk olarak 8 Mart 1934 tarihinde durumu hastanede fark edilmiş.
aynı odada yatan başka bir hasta ( Maria Girardi ) Anna'nın geceleri, derin uykudayken odayı aydınlatacak kadar şiddetli, aleve benzer bir mavi ışık yaydığını fark etmiş.
Doktorlar başına toplanmışlar ve muayene etmişler.
şehrin ileri gelenlerini de durumu anlayabilmek için hastaneye çağırmışlar.
Kadına durumunu söylemişler ama kadın pek umursamamış.
doktorlar haricinde gelen diğer ziyaretçiler de duruma tanık olmuş.
ışık kadının göğüs kısmından küre ya da kimi zaman koni şeklinde yükseliyor ve battaniyelerin altından dahi fark edilebiliyormuş.
çeşitli deney aletlerini yanlarına alan komşu şehirlerdeki doktorlar Anna'yı muayeneye gelmişler.
bir şey bulamamışlar.
Rivayet o ki, doktorlar, din adamları haricinde ünlü fizikçi enrico fermi bile incelemesi için çağırılmış.
durumunun sebebini bulamamışlar ve 52 sayfalık bir rapor hazırlamışlar.
nasıl olmuş da bu fenomen günümüzde incelenmemiş, aydınlığa kavuşturulmamış, sebep bulunamamış anlamak mümkün değil.
tedavi nedeniyle aldığı bir kimyasal ,
deniz kenarında yaşadığı için beslenme şekli, tercih ettiği balıklar, vücudundaki fosfor miktarı ( ne bileyim aklıma lüminesans geldi ),
vücudunda biriken radyoaktif bir madde,
ayrıca kadın verem hastasıymış ve bununla ilgili tedavi görüyormuş, ışık ise göğüs bölgesinden yayılıyormuş, bu konu araştırmalar için ipucu olabilirmiş.
bunları nasıl olmuş da inceleyip aydınlığa kavuşturmamışlar hayret ettim.
aynı negatif döngüye hapsoldum duygusu.
kabullenme,
kurtarıcı arama,
kendi iradesinin işe yaramayacağını düşünme,
yetersizlik duygusu,
yeryüzünde sürekli kötü şeyler oluyor. ( Aslında teşhisi koymuş, çok da haksız sayılmaz )
bu durumları değiştirebilmemiz imkansızdır.
bu kötü şeylerin gerçekleşmesinde tamamen başka kişiler sorumludur, konuyla ilgili kişisel olarak sorumluluğu kabullenmiyorum. ( falanca , filanca ve feşmekan yaptı her şeyi.)
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
birincisi fotoğraf istiyoruz.
İkincisi düz kadife eminim daha güzel olmuştur.
Umarım siyah kadifedir ama öbürleri de güzel olur.
Üçüncüsü kadifeye en çok gümüş ya da altın ( sırma, işleme, sutaşı, metal vs. ) yakışır.
tabi koyu renkse
yaşlandım,
benim için hala korkulan bir şey.
işimde gücümde olamam.
iş icat etmem lazım.
orada ve burada.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |