Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
burada bir yazar arkadaş aile üyelerinin bazılarının vücutlarında geceleyin gelişen ve sabah uyandıklarında özellikle el ve ayaklarında kınaya çok benzeyen lekeler oluştuğunu belirtmişti.
Kınayla herhangi bir temas olmamasına rağmen kendiliğinden gelişen ve yıkamayla veya herhangi bir kimyasalla vücuttan çıkarılamayan bu lekelerin ne olabileceğini sormuştu.
Ben de bunun bir tür mantar olduğunu ve tinea nigra olarak adlandırıldığını yazmıştım fakat bu mantarın oluşturduğu lekeler daha farklıymış.
oluşan lekeler kahverengi değil kına kızılı renginde.
karotenemiye de benzemiyor çünkü bu durumda leke değil de ciltte renk değişikliği homojen olarak beliriyor ve koyu kızıldan çok sarımsı ya da turuncu renkte oluyor.
mandalina, havuç, domates vs. gibi kırmızı turuncu gıdaları fazla tüketenlerde görülen sarılık benzeri durum.
kınalanma ile ilgili tıp doktorları da net bilgi vermiyorlarmış.
önemli bir şey değil, tahliller temiz çıktı, enfeksiyon ya da biyopsi gerektirecek bir durum yok birkaç güne geçer diyorlarmış.
acaba cilt altında özellikle gece uyku sırasında oluşan küçük küçük kılcal damar kanamaları cilt altına yayılarak bu rengi oluşturuyor olabilir mi ?
belki tüm kanamalar aynı renkte görünmüyordur da özellikle el ve ayak tabanlarında böyle bir renk alıyordur.
aklıma başka da bir şey gelmedi.
ilk haber akışını taksi şoförleri kendi iletişim sistemleriyle sağlamıştı.
elektrikler kesikti.
Koskoca istanbul bir anda karanlığa büründü.
yalnız gökyüzü her zamankinden parlaktı.
kimse tam olarak nerede ne olduğunu bilemiyordu.
istanbul kendi ilçelerinde hasar olup olmadığını belirlemeye çalışıyordu çünkü merkezin kendisi olduğunu zannediyordu.
doğrusu kimsenin aklına yalova ya da körfez gelmemişti.
ilk haberler Avcılar'dan gelmeye başlamıştı.
sabaha kadar yıldızları seyrederek bekledik.
yere oturamıyorduk çünkü sürekli devam eden artçıları yere oturunca daha şiddetli hissediyorduk.
depremin iki hareketini de hissetmiştik aslında.
bir hareket bizi doğu-batı yönünde evin içinde sağa sola doğru vururken diğeri ise taşlı yola girmiş bir arabanın içindeymişiz gibi aşağı yukarı doğru yaylanmamıza sebep oluyordu.
o saatte uyumadığım için çok net hatırladığım şey depremin hareketle değil korkunç bir uğultuyla başlaması.
önce şiddetli rüzgar uğultusuna benzer sesini duyduk ve parlamasını ise daha sonra tv yayınlarında gördük.
binaların kolonlarından gelen gıcırdama sesleri depremin asıl uğultusuna karışmıştı.
sanki tam altımızdan büyük bir gürültüyle ağır bir tren geçiyordu.
45 saniyeye aslında sanki iki deprem sığdı.
birincisi başladı, şiddetlendi yavaşladı derken sanki ikinci bir fay daha kırıldı ve tam duruyor derken korkunç bir şekilde yeniden şiddetlenmeye başladı.
hareketin tamamen durduğuna inanamamıştık.
45 saniye...
şimdi saate bakıp tek tek her birini saysak ne kadar uzun süreli bir travmaya maruz kaldığımızı anlayabiliriz.
gazete ve televizyonlar yıkıldık diye manşetler attılar ve o zamanlar dron teknolojisi olmadığı için helikopterlerle hasar tespit edilmeye çalışıldı.
bir japonla yapılan sohbete dayalı olarak:
Özellikle Japonya'nın kuzeyinde ve metropollerde yaygın olan durummuş.
daha küçük daha sakin bölgelerinde böyle problemler yaşanmıyormuş.
Japon vatandaşlarının Japonya dışına çıkması sanıldığı kadar kolay değilmiş.
ada ülkesi olduklarından nüfus yoğunluğunun kontrolü onlar açısından ciddi bir problemmiş.
Bunun yanı sıra kodokuşi ve benzeri sosyal problemler de ciddi sorun oluşturuyormuş.
yine de Bir Konuşabilse ( Lost in translation ) filmini kusura bakmayın ama aptalca ve aşırı önyargılı buldum.
Sanki japonları yerden yere vurmak için özel olarak çekilmiş.
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
birincisi fotoğraf istiyoruz.
İkincisi düz kadife eminim daha güzel olmuştur.
Umarım siyah kadifedir ama öbürleri de güzel olur.
Üçüncüsü kadifeye en çok gümüş ya da altın ( sırma, işleme, sutaşı, metal vs. ) yakışır.
tabi koyu renkse
yaşlandım,
benim için hala korkulan bir şey.
işimde gücümde olamam.
iş icat etmem lazım.
orada ve burada.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |