![]() Türkiye'nin memur portalı |
|
![]() |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
||||||
|
||||||||
benim kankayla kabaca bir hesap yaptık.
atlı seyahat varsayımıyla
kabaca günde 50 ila 70 kilometre mesafe yapılıp geceleri konaklanacak olursa;
Anadolu'dan orta asya'ya birkaç ayda, Avrasya'nın bir ucundan diğer ucuna ise dinlene dinlene 1 ila 2 yıl arasında ulaşılabiliyor.
Bu ise insan ömrü içinde bile birden fazla kere tekrar edilebiliyor.
insanlık ise tarihin hiçbir döneminde sandığımız kadar yerinde durmamış.
en azından belli dönemler ve kişiler için sürekli bir hareketlilik hali varmış.
peki bütün bunları niye kurcalıyorsun diyeceksiniz.
kanal ismi vermiyorum,
sunucu ismi vermiyorum,
anlatıcının ismini zaten veremiyorum.
merak eden didikler kurcalar bulur.
aslında bunu yazmam doğru mu onu da bilmiyorum.
bir bağımlı, kimliğini gizleyerek geçmişini anlatıyor ve diyor ki:
bir çay ocağında çalışıyordum, müşterilere çay götürürken.
sentetik madde katıyordum.
sonra da masada şevkle oyun oynamalarını izliyordum.
kötü zamanlar derken yani dünya gerçekten de sentetik ve kötü bir dönemden geçiyor diyenler haklı.
peki diyelim ki dışarıdan fiziki bir müdahale oldu. ( saç, doku ve organlara )
bu durum yalancı pozitiflik yaratabilir mi ?
( Hayır, kısa ve net cevap vereyim kanka/ evet kısa sürede kanka oluverdik de... )
saç, özel çözücülerle defalarca yıkanır. dış yüzeye tutunan her şey temizlenir. ( Sprey, duman ya da temas etkisini ortadan kaldırmak için )
ayrıca bu yıkama sıvısı da analiz ediliyor ve eğer bu sıvıda pozitiflik çıkarsa eksternal kontaminasyon raporu hazırlanıyormuş.
ilkinde kana karışan, saç kökü hücrelerine yerleşen, saçın iç matriksinde kilitlenen madde;
ikinci olasılıkta yüzeyde kalır, yıkamayla gider, kök kan bağlantısı olmaz ve bu iki durum laboratuvarda kesin olarak ayrılabilir.
kısacası tek seferlik kontaminasyon olasılığı da yorumlanamaz tekil iz olarak değerlendiriliyor.
peki, dedim, tek seferlik maruz kaldım, haberim olmadan itibar suikastine uğradım savunmasına karşı nasıl bir çalışma yapılıyor ?
tek seferlik mi, tekrarlı mı ?
düşük iz mi, düzenli doz paterni mi ?
metabolit oranları tutarlı mı ?
zaman çizelgesi mantıklı mı ?
diyor ki: itibara yönelik tek seferlik maruz bırakma tek, düzensiz ve düşük iz bırakır.
madde kullanıcısı profilli çizgisel bir iz görünmez.
bu nedenle saçta ya da diğer doku ve organlarda ardışık segmentlerde görülmesi gerekir. ( düzenli kullanıcı )
konsantrasyonun dalgasız ve süreklilik göstermesi gerekir.
özetle: bir otel odasında, bir kuliste, bir davette tek seferlik habersiz maruziyet: yorumlanamaz tekil iz olarak raporlanır.
bu durum da suç isnadı için yeterli olmaz.
diyor.
mesela, dedim.
sarsıcı bir ilaç olan apranax bu kategoriye giriyor mu ?
etken maddesi: naproksen sodyumdur ve bu bir opioid değildir.
merkezi sinir sistemini ve özellikle mideyi etkilediği için öyle gibi algılanır.
sersemlik, dalgalanma hissi yaratır, iç çekilmesi, baygınlık duygusu verdiği için bazı kişilerce kullanılmaz.
kısacası bazı insanlarda intolerans yaratır, bir daha içmem kararı aldırır.
yasaklı maddeler ise öfori yapar, tekrar alma isteği doğurur, beynin ödül merkezini uyararak çalışır deniyor.
| 1. | ![]() |
yazman47 |
| 2. | ![]() |
Seval88 |
| 3. | ![]() |
semraa-91 |
| 4. | ![]() |
KenaAn MuTLu |
| 5. | ![]() |
burgulukalpler |
| 6. | ![]() |
BALYOZ1960 |
| Takip edilen yazar yok. |
her iki yeri de ziyaret ettik.
çok küçükmüş yaşları, ne olmuştu ki ? diye sordum.
birini gösterdi: apandisit, dedi. Zamanında anlayıp doktora götüremediler.
diğeri ?
Gıda zehirlenmesi...
Dünya hakkında biraz fikir sahibi olup aceleyle geçip gittiler.
biri dokuz diğeri on iki yaşında.
ulu çama bakıyorum.
Ben çocukken genç bir karaçamdı.
o zaman altında oturup dua etmek için bir de briket taşı vardı diye hatırlıyorum.
O kadar ıssız, asude.
Şimdi çam, ulu bir ağaca dönüşmüş.
bak size söylüyorum benim yerim burası, dedim.
Saçmalama be dediler.
Seni buraya kadar taşıyamayız.
Hııı o zaman ben de sıkı bir diyetle zargana gibi olurum bir yolunu mutlaka bulmaya çalışırım.
mezarları Temizledik.
Bir baş tarafta bir de ayak tarafında kara taştan işaret taşları var.
Başka hiçbir şey yok, isim yok tarih yok...
Tam olması gerektiği gibi, tam istediği gibi diye düşündüm.
elindeki bastonuyla gösteriyordu: Beni buraya gömün, tam şuraya dedenin ayaklığına.
Zaten küçücüktü. Küçücük bir mesafe.
dedi ki: Kapının önüne çam dikilmez, ev virane kalır.
Ne mantıksız bir şey niye böyle acaba ? diye düşündüm.
Bak görmüyor musun o evi, deyip işaret etti.
Virane işte.
Kapısında kocaman bir çam ağacı.
Belki çam kolay yanan bir ağaçtır. Risklidir diye o zamanlar öyle söylemişler.
Mesela tutsam çok uzaklardan bir okaliptüs getirsem ona da uğursuz mu diyecekler ?
Demeyecekler çünkü pek de tanıdıkları bir ağaç değil.
| İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2025 MN Yazılım |
