Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
dermessBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Keneler tarafından yayılan bir hastalık.
kenelerin bulaştırdığı borrelia bakterisinin neden olduğu bulaşıcı bir hastalık olarak tanımlanmış.
hastalık, felce kadar gidebilen nörolojik rahatsızlıklara neden olabiliyormuş.
Belirtileri: döküntü, ateş, titreme, vücut ağrıları, yorgunluk, baş ağrısı, şişmiş lenf düğümleri
vücuttaki döküntüler son derece tipik ve teşhisi sağlayan özellikte imiş.
geyik kenesi adı verilen siyah bacaklı bir kene türüyle yayılan hastalıktan korunmak için çayırda çimende yuvarlanırken, ormanlık alanlarda dolaşırken, kırlarda koşuşurken biraz daha tedbirli giyinmek ve sonrasında vücudu kontrol edip yapışan böcekler için en yakın sağlık kurumuna gitmek gerekiyor.
evrenin bir merkezi var mı ?
ya da evrenin birden fazla merkezi var mı ?
evrenin sürekli genişlemekte olduğu ve bunu simetrik olarak yapmadığı bu nedenle evrenin yaşı hesaplanırken hataya düşülmemesi gerektiği konuları açıklığa kavuşturulmuş.
birbirinden uzaklaşan gökcisimlerinin hızı merkezden uzaklaştıkça değiştiği gibi kendi durumlarına bağlı olarak da değişebiliyormuş.
genişlemeyi içine hava üflendiği için büyüyen ve genleşen bir balonun üzerindeki noktaların birbirinden uzaklaşmaya devam etmesi gibi algılayabilirmişiz.
evrenin belirgin bilinen bir merkezi yok denilmiş.
sadece bir teori olan büyük patlamanın aynı anda her yerde gerçekleştiği açıklanmış.
balon örneğine geri dönersek evrenin merkezinin olmadığını kavrayabiliriz denmiş.
bu fikirler beni yeteri kadar tatmin etmedi açıkçası.
Çünkü şunu da soracaktım:
Dünya olarak evrenin tam olarak neresindeyiz ?
Ortası mı, kenarı mı, merkezi mi, küresel yapının içindeki belli bir kesitin üzerinde mi ?
yerel grup olarak adlandırılan bir gökada ( galaksi ) grubunun ikinci en büyük gökadasında yani samanyolu'nda bulunuyormuşuz.
Yani görünüş itibarıyla bizi çok özel kılan bir pozisyonumuz yok gibi duruyor.
Duşan Kovaçeviç'in 2008 yılında yazdığı tek perdelik tiyatro oyunu.
güzel, zengin, derin, şaşırtıcı bir oyun.
Hayır, hayır, hayır, hayır
sadece nehri ve sonumu görüyorum.
ayrılırken size bir şey sormak istiyorum. kurt neden ot yemez ?
anlamadım ?
.
.
.
bunu onun için koyunlar yapar.
hayır hayır, yönetmeni öldürmeyeceğim, kimseyi öldürmeyeceğim
her şeye rağmen,
burası tiyatro !
1. | yazman47 | |
2. | Seval88 | |
3. | semraa-91 | |
4. | KenaAn MuTLu | |
5. | burgulukalpler | |
6. | BALYOZ1960 |
Takip edilen yazar yok. |
bakalım nasıl tanımlanmış ?
Gurur: "kişinin, sahip olduğunu düşündüğü şeylerle, yine sadece kendi kendini oyalaması " olarak tanımlanmış.
Kibir: "Kişinin kendini büyük, başkalarını küçük görmesi. "olarak tanımlanmış.
arada küçük bir fark var.
birinde kendi kendine sevinme
diğerinde başkalarıyla kıyaslama durumu var.
atalarla övünme
ait olduğu sosyal grubun kalabalıklığıyla övünme
statüyle övünme
malının çokluğuyla övünme
çocukların sayısıyla, çocukların başarısıyla övünme
üstsoyun başarılarıyla övünme
gibi örnekler sayılıp dökülmüş.
Konuyla ilgili olarak
Hucurat suresi 13. ayet ile ilgili uyarı yapılmış.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |