aslında atıyla gitmeseymiş başına bu işler gelmeyebilirmiş.
at kar altındaki yolu bulamamış ve uçurumdan aşağıya çığla birlikte yuvarlanmış.
dolayısıyla üzerindeki sahibi de yüzlerce metreden nehire uçmuş.
büyük ihtimalle düşerken ölmemiş ama karın içinden çıkamamış ve donarak ölmüş.
bir anlık dalgınlık, bir anlık boş güven ve gelişigüzel hareket.
aynı şekilde buzağının nasıl telef olduğunu anlatıyor.
sürüyle giderlerken buzağılarından biri tökezliyor ve ırmağa yuvarlanıyor.
arkasından bakakalırken ona sesleniyor.
bakma artık bakma büyük dereye karıştı o...
şimdi bakıyorum da
insanlar bütün bu hikayelerden habersiz
akarsu kıyılarında piknik yapıyor.
halbuki demişti ki suya dikkat edin, eğer yapraklar dal parçaları geliyorsa yukarılarda sizden uzakta
şiddetli yağış var demektir, hele de su bulanmaya başladıysa hemen orayı terk edin.