Türkiye'nin memur portalı

batı dilinde kullanılmaya elverişli hale gelmiş olan klavyedir. günümüzde bilgisayar ve klavyeler yabancı ülkelerden geldiği için ülkemiz halkı da mecburen bu klavyeyi kullanmaya mahkum edilmiştir. resmi dairelerde kullanılması öngörülmemiştir. zira türkçe dil yapısına daha uygun olan f klavye kullanılması hoşgörülmüştür. buna rağmen görev icabı bigisayar ile çalışanların neredeyse hepsi de q klavye kullanmaya devam etmektedirler. işyerlerinde hatta eğitim kurslarındaki bilgisayarlar da q klavyedir. yeni nesle f klavyenin ve türkçe'ye uygunluğunun önemini anlatmak gerekir. zira klavye ayarlarında bilindiği üzere klavyeyi q klavyeden f klavyeye çevirme ayarı da vardır. ve elleri f klavyeye alışmış olan biri klavyeye bakmadan harflerin nerede olduğunu bilip yazabildiği için klavye q klavye de olsa onu f klavyeye çevirip gene klavyeye bakmadan yazabilir.

artık günlük hayatımızda en çok kullandığımız kalıplardan birisi olmuştur. karşıdaki kişinin konuşmasından bıktığımızdan mütevellit bir süre sonra artık onu dinlemeyip sadece düşüncelerine katıldığımızı onayladığımızı ifade etmek amacıyla kullanırız. ayrıca karşımızdaki kişiyi dinlemeyip gene de kendi bildiğimizi yapmak istediğimizde de bu cümleyi kullanırız. karşımızdaki bize nasihat verir ya da birşey yapmamızı ister biz ona onun o andaki gönlünü güvenini kazanıp almak için hıhı deyip geçeriz. amaç sonradan bir daha yüz yüze gelmemektir. ama konuşma bitip yanından ayrıldıktan sonra gene kendi bildiğimizi okuruz. aklını kullananlar için büyük bir kurtulma sanatıdır. kısaltılmış hali 'aynen' söz kalıbıdır.

akılsız insanların davranışlarındandır. zira rahmetli erbakan bir konuşmasında 'akıllı insan bir işi yaparken sonunu düşünen insandır' demiştir. yaptığımız işin sonunun nereye varacağını önceden düşünüp ona göre önlemimizi almalı ve adım atmalıyız. yoksa akıntıya kapılmış oradan oraya sürüklenip ömrümüzün sonunda büyük pişmanlıklar yaşarız. bazen sonunu düşünmemek kahramanlık olarak algılansa da kimse buna uzun süreli dayanamaz. bazı yazar arkadaşlarımızın bahsettiği üzere günümüz gençliğinin yani yeni neslin en çok sahip olduğu huylardan birisidir. ileride dara düşünce kendilerine bir kurtarıcı beklerler yada küçük bir çocuk gibi ağlarlar muhtemelen. hayatlarının ziyan olmaması için istenilen güzel şeylere ulaşmak için belirli bir zorluğa katlanmanın gerektiğini öğrenmeleri gerekmektedir.

günlük hayatta ve sosyal medyada çok sayıda rastladığınız insan türüdür. içinde bulunduğumuz mübarek ramazan ayında televizyonlarda bu tür insanlara konuşmalarına çok denk geliriz. örneğin hocalara yöneltilen akılsız sorular vardır. mesela birine denk geldim. adam hocaya sordu: hocam camiye dolar bağışlarsak dolar yükselip arttıkça sevabımız da artar mı ?

her sene buna benzer çok sayıda olay yaşanmaktadır. dışarıdaki sosyal hayatta da örneklerine rastlarız. kaba veya komik davranışları olan kişileri görünce insanın içinden bu sözcüğü kullanmaması elde bile değildir. ister istemez içinden de olsa söylüyor insan.

kaba davranışları olan, akılsız düşüncesiz kişiler için kullanılan bir aşağılama sözüdür. her toplumda geleneksel yaşama bağlı olarak nezaket ve ahlak kuralları vardır. bu kurallara uymadan hareket eden kişiler böyle sözler ile aşağılanmakta ve haklı olarak hor görülmektedir. davranışlarını düzeltmeleri kendileri yararına olur. aynı davranışları sürdürdürdükleri sürece kendinden sonrakilere de kötü yönde örnek olmaya devam edeceklerdir. bu şekilde aşağılanmayı hak edecek birçok davranış çeşidi vardır. saymakla bitiremezsiniz. bir de şu vardır ki hayvan olan öküz, aşağılanan insanların yaptıkları o davranışların hiçbirini yapmamaktadır.